Şapkalar

Uzun zamandan sonra merhaba,

Farkındayım uzun zamandır doğru düzgün paylaşım yapamıyorum ve bundan dolayı planladığım içeriği bu kısa yazı ile paylaşmak istedim. ☺️

Uzun zamandır bir proje üzerine çalışıyorum ve bir şeyi yaratmak düşündüğümden de fazla vakit alıyor. Durmadan yeni bir şey öğrenmek ve üretmeye odaklanıyorum. Sizden bu arayı verdiğim için özür diler ve hazır yarın hafta sonu başlarken güzel vakit geçirmenizi dilerim. 🙏✨

Çok çalışıyorum ama bir o kadar da keyif alıyorum. 🤓 Bir şey üretiyor olmak beni çok motive ediyor ve keyfini size anlatamam. Aslında yaptığım çok farklı bir şey değil; sadece yeni bir alanda benzer yöntemleri kullanmak. Bundan dolayı koçluk şapkamı bazı günler bu iş için değiştiriyorum. 🧢 Bunları yazarken de aklıma Leonardo Da Vinci’nin Vitruvius Adamı aklıma geldi. 🙃 Bence 21. Yüzyılda önemli ilham kaynaklarından biri. Birden fazla alanda olup onları beraber kullanmayı bilmek çok değerli. 🧩 Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizin kaç tane şapkanız var? Bunları yazarken zihnimde bir çok benden oluşan bir görsel canlandı mesela. Hepsi benden ayrı gibi ama hepsi benim birer parçam. Ben aklıma gelen görseli hazırlayacağım ama izninizle size bir soru sormak isterim; sizin aklınızda konuya dair nasıl bir görsel canlandı? 😇

Merak etmek ve üretmek

Merhaba,

Bugün sizinle merak hakkında kısa bir yazı paylaşmak istiyorum. Dün bir markete gittim ve uzun zaman sonra bir dergi dikkatimi çekti. Derginin kapağında beyin hakkında bir başlık ve benzer konu başlıkları vardı. 🔎 Dergiyi aldım ve bugün okumak için neredeyse odanın ortasına koydum. Biliyorum uzun zamandır yazı yazmıyor ve içerik paylaşmıyorum. Fakat bu dergi üretme duygumu harekete geçirdi ve kendimi iş başında buldum! 🤓

Derginin başlığına karşı hissettiğim duygu merak olduğu için de yazı ve resmin konusunu bulmak zor olmadı. Kendime “ Merak nasıl çizilir? “ diye sorduğumda gördüğünüz akıl haritası oluştu. 🖌️Öncelikle üretme isteğini yazdım ve bende yarattığı etkileri. Sonra neye benzetebileceğimi düşündüm ve tohum ekme hali gözümde canlandı. 🌱Düşüncelerimi topladıktan sonrada gördüğünüz kalp illüstrasyonu oluştu. 🩷

Eski yazı ve çizimlerimden farklı olarak bugün sizinle arada aldığım notlarımı da paylaşmak istedim. Bunun en büyük sebeplerinden biri merak etmenin bir süreç olması olabilir. ✨ Dün o dergiyi almak içeriğin şeklini değiştirdi. 📚

Siz meraklı olmayı nasıl anlatırsınız? Neye benzetirsiniz? Neler sizde üretme isteğini doğurur? 🌱🌸

Doğa ve Denge

“Doğanın yolu, eksik olanı düzeltmek için fazla olanı almaktır.”

-Lao Tzu

Yukarıda yazan Lao Tzu’nun karşıma çıkan en güzel alıntılarından biri olabilir. Ana kavramına bakarsam, karşıma denge çıkıyor. Denge özellikle bu kadar kaynak olan dünyamızda çok önemli. Sonsuz etkisi olabilecek kaynaklar ve kullanma şeklimize göre şekillenebilecek sonuçlar bulunuyor. Tzu’nun da söylediği gibi, yaşam bu kaynakları daha fazla yaşam yaratmak amacı ile kullanıyor. Örnek vermek gerekirse, güneş her canlıya fazlasıyla yetecek kadar enerjiyi çok kısa diyebileceğimiz süreler içinde bize sunuyor. Bu enerjiyi nasıl kullandığımız sadece bizi değil, diğer canlıları da etkiliyor. Doğa kendi içinde bu denge işini çözmüş. Hatta, kendi vücutlarımız da bu dengeyi koruyor. (1)

Doğa neden bu kadar önemli?

Doğa üstünde yaşadığımız yerküreyi güzelleştiren ve diğer canlı dostalarımızı içeren bir şey. Size bu kadar kapsayıcı ve aynı anda içimizde gücünü hissettiğimiz bir şeyi nasıl anlatabilirim onu da bilmiyorum. Yalnızca şunu yazabilirim; doğanın parçasıyız ve doğa da parçamız. Onu anlamak ve model almak, sürdürebilir bir gelecek için oldukça önemli. Doğada yaklaşık 60,000 memeli, kuş, sürüngen ve balık bulunuyor. Bunlara ek olarak, 300,000’den fazla farklı bitki çeşidi yaşıyor. Bütün canlıların dünyayı zenginleştirecek kabiliyetleri var. Amaç sadece bütün canlılar arası eşitlik değil,yeşillenen bir orman gibi büyümek de olmalı.(2)

Bu konuya nereden geldim?

Yeni blog yazım için konu ararken karşıma doğayı rehber alarak enerjiyi daha farkında kullanmak hakkında bir yazı çıktı. Yazı tamda yukarıda yazdığım ana hatları gösteriyordu. Doğanın kendi içinde iletişimi ve araçlarını çok somut bir şekilde açıklamıştı. Yazıyı okurken biyomimikri kavramı dikkatimi çekti ve konuyu genişletmek istedim. (4)

Biyomimikri nedir? Neler doğayı taklit etmemizi sağlıyor?

Bir tasarım üzerinde çalışırken doğadaki sistemleri adapte etmek biyomimikridir. Bunu özellikle son teknolojide gözlemleyebiliriz. Burada önemli olan üç anahtar kelime var; ahenk/uyum, denge ve ritim/düzen. Doğa kendi içinde bunları barındırıyor ve bu dengeyi devam ettiren canlılar en uzun ve güzel yaşayanlar oluyor. (5)

Bu üç kavram nasıl örneklendirebilinir?

1.Ahenk/uyum

Tanım: Akış ile uyum sağlamak.

Örnek: Göç eden bir ördeğin onu rahatsız edecek bir rüzgar ile karşılaştığında, dinlenip havanın sakinlemesini beklemesi.

2.Denge

Tanım: Giren ve çıkan enerjinin dengelenmesi.

Örnek: Aynı ördeğin göç ederken harcayacağı eforu dengeleyecek besini alması.

3. Ritim/Düzen

Tanım: Güçlendiren ve sakinleştiren günlük, mevsimsel ve yaşamsal döngüler.

Örnek: Bunu bir ayının metabolizmasını yavaşlatarak kış uykusuna yatması (6)

Başka hangi örnek verilebilinir?

Kazların göç ederken V şeklinde uçmaları. Bir kaz kendi başında uçmak istese bu kadar verimli sonuçlar alamaz. Bu uçuş şekli kazı %70 daha ileri bir noktaya taşıyor. Stratejik etkisinin dışında, kazların birbirlerini koruyucu davranışları da ömürlerini uzatabiliyor. Bir kaz uçamaz hale geldiği zaman da, genelde 2 kaz o kendine gelene ya da ölene kadar yanında kalıyor. Bu davranışları onları duygusal bir seviyeye taşıyor. (7)

Böyle içinde denge ve şefkat bulunan bir sistem nasıl adapte edilebilinir?

Aşağıda yazan sorular yardımcı olacaktır;

Bunu doğa nasıl çözerdi?

Yaşamın yapmayı öğrendiği şeyi biz nasıl yapabiliriz?

Bu organizmadan ne öğrenebiliriz? (8)

(1) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/

(2) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/

(3) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/

(4) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/

(5) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/

(6) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/

(7) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/

(8) Benyus, Janine. “ Biomimicry in action” Filmed 2009. TED video, 17:28. https://www.ted.com/talks/janine_benyus_biomimicry_in_action

Beyni piyano gibi düşünmek

Son zamanlarda Sergio Pequito, Rensselaer Politeknik Enstitüsü’nde endüstri ve sistem mühendisliği asistanı, ve ekibi insan beynine yeni bir bakış açısından baktıracak bir araştırma yapıyor.

Nasıl bir araştırma yapılıyor?

Sergio Pequito beyni düşündüğünde, bir piyano görüyor. Anahtarlar beynin farklı kısımlarını temsil ederken, piyanistin parmakları tarafından uygulanan basınç, beyin fonksiyonlarını destekleyen dış uyaranları temsil ediyor.

Notlar ve harmoniler notalar üzerine eşleştirilebildiği gibi beynin karmaşık dinamiklerini, araştırmacıların beyin ve bilişsel yapıyı daha iyi anlamalarına yardımcı olabilecek yeni veri modellerine dönüştürmek istiyor. Bu araştırma National Science Foundation tarafından destekleniyor.

Araştırmanın amacı nedir?

Pequito ve ekibi, sağlıklı bir beynin nasıl çalıştığı ve nörolojik hastalığı olan birinin nasıl davranabileceği konusunda fikir vermeye çalışıyor. Piyano benzetmesine devam eden Pequito, yanlış anahtara çarpan bir piyanistin ahenksiz bir gürültü yaratabileceği gibi, araştırma ekibi tarafından geliştirilen modellerin beynin aktivitesinde bir şeylerin ne zaman normal olmadığını göstereceğini açıklıyor.

Endüstri ve sistem mühendisleri, karmaşık sistemlerin nasıl etkileşime girdiğini analiz etmek için araçlar geliştirir. Pequito, insanlığın beyne ilişkin uzun süredir devam eden sorularına bu tür bir yaklaşımın dikkat, öğrenme, hafıza, karar verme ve dil gibi işlevler arasındaki ilişkiler hakkında yeni bir anlayış sağlayabileceğine inanıyor.

Araştırma nasıl yapılacak?

Pequito’nun ekibi halka açık beyin verileri kullanarak ürettikleri modelleri geliştirecek. Veriler, beynin aktif kısımlarında arttıkça kan ve oksijen akışını izleyen fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) teknolojisi kullanılarak toplandı.

Pequito, “Endüstri mühendisleri olarak kullanabileceğimiz her türlü araca sahibiz. Şimdi, sinirbilim ve tıp camiası için yeni görüşler sağlayabilmemiz için onları geliştirmek için çalışıyoruz.” dedi.

Neuroscience News, Sheet Music May Be an Effective Guide For Understanding Human Brain Activity ,son güncelleme 25 Şubat, 2020, https://neurosciencenews.com/sheet-music-brain-15784/

Bahri Karaçay ile Bilim – Öğrenen Beyin

Yazarak çalışınca nasıl daha iyi öğrenirim? 🧐

Diğer çalışma yöntemlerinden neden farklı?❓

Nasıl uygulayabilirim? 👀

Yukarıdaki ve benzeri soruların cevabını bulmak için Bahri Karaçay’ın değerli bilgilerini aşağıdaki linke basarak dinleyebilirsiniz. 🤓☺️

Çocuklar nasıl daha kolay okumayı öğrenir?

Okuduğunuz ilk kelime neydi? Nerede okudunuz?

Hermundur Sigmundsson, Greta Storm Ofteland, Trygve Solstad ve Monika Haga tarafından yapılan çocukların okumayı öğrenme süreçlerine odaklanan bir araştırma yaptı. Çalışma New Ideas in Psychology‘de yayınlandı. Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi‘nden olan Sigmundsson, araştırma ekibinin harfleri öğrenme ve harflerin sesleri ve okuma kodunu kırma arasındaki bağlantıyı açıkça gösteren ilk kişiler arasında olduğunu belirtti.

Araştırmanın amacı neydi?

Araştırma harfle sesinin bağlantısını kullanmanın çocuklar üzerinde nasıl bir etkisi olduğuna odaklandı. Bu araştırmadan önce bu alanda tezler sunulsa da harfleri öğrenmenin yeterli olmadığı belirtildi. Harfleri bilseniz bile onları okuyamayabilirsiniz. Tek harfleri okumak veya yazmak, bu harfleri bir araya getirmekten tamamen farklı bir şey. Bireysel harf değişimleri çok büyük olabilir.

Araştırma nasıl yapıldı? Sonuçları ne oldu?

Araştırma ekibi, bir yıl boyunca 5-6 yaşları arasındaki 356 çocuğu inceledi. Çocukların yüzde 11’i okula başladıklarında zaten okuyabiliyordu. İlk okul yılının sonunda, yüzde 27’si henüz okumayı öğrenmedi. Bu grubun çoğu, okula başladıklarında daha az harf bilen çocuklardı.

Sigmundsson, “Disleksi olan yüzde 5-10’unu alırsanız, rakamlar beş çocuktan birinin çok az pratik yaptığını veya ilk okul yılında motivasyonunun olmadığını gösterir” dedi.

Başka bir sonuç da kız çocuklarının erkeklerden daha iyi okuduklarıydı.

Araştırma sonuçları ne anlama geliyor?

Çocukların daha önce okumayı öğrenmelerine yardımcı olmak için, bir şey çok önemli: Harflerle ilişkili harfleri ve sesleri mümkün olduğunca erken öğrenmek. Bununla beraber, ailelere de büyük bir rol düşüyor. Çocukların bu ilişkiyi kurabilmelerini sağlamak için okula başlamadan onlara kitap okuyabilir ve ileri yaşlarda da kitap okumalarını destekleyebilirler. Araştırmanın sonucunda kızların daha iyi okumaları genel bir sonuç ama ailelerin çocuklarıyla bu anlamda nasıl iletişim kurdukları bu sonucu değiştirebilir. Çocukların kendi başlarına kitap okumaları ve daha çok kitap okumaları süreci hızlandıracaktır.

Neuroscience News, Here’s how you help kids crack the reading code, son güncelleme 14 Kasım, 2019, https://neurosciencenews.com/reading-learning-15207/

NEAT1

Sizden, belki de, yıllar yıllar öncesine gidip biyoloji dersinizde RNA ve DNA’yı , nükleik asitler, öğrendiğiniz zamanlara gitmenizi istiyorum. Bu nükleik asitler genellikle renkli kalemlerle çizilerek ya da 3 boyutlu renkli modellerle anlatılırdı. Genetik biliminin en önemli parçalarından biriydiler.

Birmingham’da Alabama Üniversitesinde Doktor Farah Lubin ve ekibinin yaptıkları bir araştırma bilim dünyası ile paylaşıldı. Araştırma NEAT1 adında olan bir RNA hakkındaydı. Araştırmanın sonuçlarına göre NEAT1 hipokampusta bulunuyor ve beynin öğrenme ve hatırlama fonksiyonlarını etkiliyor.

Araştırmayı daha detaylı anlatırsam;

Yapılan araştırmaya göre, NEAT1 hafıza yapılandırmada düzenleyici bir etkiye sahip. NEAT1 öğrenmeyi ve hatırlamayı engelliyor. Daha kolay bir şekilde, NEAT1’ını giden arabanın freni olarak anlatabilirim. Araba çalışsa bile ilerlemesini engelliyor.

Bunun nedeni nedir?

NEAT1 c-FOS denilen gen ile çalışıyor. Bu gende hafızanın oluşmasını sağlıyor. NEAT1 kodlanmayan bir RNA olmasına rağmen genin çalışmasını etkileyebiliyor.

Bu sonuçlara nasıl varılmış?

siRNA tekniği kullanarak yaşlı farelerde bu RNA’yı kapatmayı başarmışlar ve öğrenme ve hatırlamada ilerleme görmüşler.

Bundan sonraki adım nedir?

CRISPR/dCas9 tekniğinin kullanarak NEAT1 ağırlığını arttırdıkları öğrenme ve hatırlama yeteneklerinde azalttıkları daha genç farelerde tersi yönde ilerleme sağlamak.

Çalışmanın önemi nedir?

1.Bu çalışmaya kadar kodlanmayan RNAlar hakkında farklı bir görüş vardı. Çalışmayla beraber diğer kodlanmayan RNAların etkilerinin de bulabilineceği bir yol açıldı.

2.Sonraki çalışmalar NEAT1’ı tamamen kapatmak için CRISPR/dCas9 tekniğine odaklanmalı. Bu şekilde Alzheimer gibi hafıza kaybı yaşanan hastalıklar üzerinde çalışabilirler.

Yazıyı toplamam gerekirse;

NEAT1 kodlanmayan RNA’lar hakkında yeni bir algı yarattı. Bu çalışma ile sağlık alanında diğer kodlanmayan RNA’lar hakkında araştırmalar yapılırsa gelişme sağlanabilir. Son olarak da, Alzheimer gibi ciddi hafıza ilgili hastalıklara yeni bir önleyici oluşturabilinir.

Neuroscience News , A NEAT discovery about memory, son güncelleme 2 Temmuz, 2019, https://neurosciencenews.com/memory-noncoding-rna-14404/