Müzik ve Duygu

Ana görsel: ; Designed by Freepik

Sizi en çok mutlu eden şarkı hangisi? 😊🎼🎹 Hangi şarkılar sizi oturduğunuz yerde dünyanın en mutlu insanıymış gibi hissettiriyor? 🎉🥳

Müzik evrensel dillerden biri. Müziğin etkileri ve hangi müziklerin nasıl etkiler yarattığı hakkında birçok araştırma yapılıyor. Araştırmalar ile beraber, etkileri fiziksel olarak kendilerini gösteriyor.

Berkeley Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, müzik dinlerken belirli duyguları gösteren kültürler arasında korunan 13 genel deneyim kategorisi var.

Kategoriler nasıl belirlendi?

Üniversitede Amerika ve Çin’den 2.500 kişinin duygusal tepkilerine bakıldı. Araştırmada katılımcılar YouTube’dan videolar seyretti. Seyredilen videolarda bulunan müzikler incelendi. Yaklaşık 2.000 katılımcı 28 farklı duyguya ait 40 müzik örneği dinledi. Çıkan sonucun sağlamasını yapmak için, 1.000 katılımcı ile ikinci bir deney daha gerçekleşti. 2. deneyin sonunda da aynı sonucu bularak sağlama başarılı oldu.

Deneyin diğer sonuçları neler?

“Müzik evrensel bir dil, ancak söylediklerine ve nasıl anlaşıldığına her zaman yeterince dikkat etmiyoruz,” diyen Alan Cowen ve ekip, hem psikolojik tedavi süreçlerinde uzmanlar için hem de Spotify gibi o anki duygularımıza göre listeler oluşturan uygulamalarda faydalı olabilecek bir kaynak oluşturdu. Yani, hem günlük hem de profesyonel alanlarda fayda sağlayacak bir araştırma yapıldı.

Bununla beraber, kültür farklılıklarını gösteren başka sonuçlara da ulaşıldı. Cowen sonuçları açıklarken, “ Farklı kültürlerden insanlar bir şarkının kızgın olduğunu kabul edebilir, ancak bu hissin olumlu ya da olumsuz olup olmadığı değişiklik gösterebilir.” dedi. Bu farklılığa ek olarak müziklerin dinleyeni uyarma seviyesi de değişkenlik gösterdi.

Sonuçlar nasıl toplandı?

Görsel Alan Cowen’dan alınmıştır.

Deney boyunca katılımcılar hislerini bir ses haritasına kaydetti ve sonuçlar somut bir şekilde araştırmacılar tarafından değerlendirildi. Dacher Keltner “Müzik dili aracılığıyla evrensel olarak hissedilen en geniş duygu dizisini titizlikle belgeledik ”dedi.

Deneye göre bazı şarkıların kategorileri;

“Star-Spangled Banner” – iftihar

Ed Sheeran, “The Shape of You” – neşe

“Somewhere over the Rainbow” – neşe

Neuroscience News, Ooh là là! Music evokes 13 key emotions. Scientists have mapped them, son güncelleme 6 Ocak, 2020, https://neurosciencenews.com/music-13-emotions-15407/

Hikaye Anlatmanın Önemi

İnsanlarla iletişimde en etkili yollar hangileri? 👀Hangi yolu kullanırsak, tam da istediğimiz iletişim sağlanır?🧐

Bu sorunun birçok cevabı var. Hikaye anlatmak da kesinlikle bunlardan biri. 🤩Hikayeler çocukluğumuzdan beri hayatımızın bir parçası. Onları masal kitaplarından başlayarak, toplumların ve insanların hikayelerini dinleyerek hayatımızdaki yerleri devam ediyor. 📚🤓💬 Bunlarla beraber güzel bir filmi ve ya dizileri güzel yapan altındaki hikayeler oluyor. En sevdiğiniz film ve dizileri düşününün. 💭 Onları diğerlerinden farklı kılan şeyler neler? 🥇Karakterleri düşündüğünüzde neler onları sizin için önemli yapıyor? ⭐️

Hikayelerin önemi

Hikayeler anlam bulduğumuz tanınabilir kalıplar. Dünyamızı anlamlandırmak ve başkalarıyla paylaşmak için hikayeler kullanıyoruz. Antropologlara göre hikaye anlatmak bilinen her kültürde ortak olarak insan varlığının merkezinde. Bebeklik döneminde öğrenmeye başladığımız, anlatan ve dinleyen arasında simbiyotik bir değiş tokuş yapmayı içeriyor.

Beyin, doğanın görsel biçimlerindeki – yüz, şekil, çiçek – ve ses biçimindeki kalıpları algıladığı gibi, bilgideki kalıpları da algılıyor. Sesin içindeki sinyal onlar. İnsanlar da bu güçlü sinyalleri orada olmasalar bile algılayacak dürtülere sahipler.

İnsanlar hikayelerin parçası olmak istiyor. Bir hikayeye dahil olmak, kendi rollerini üstlenmek için kendi rollerini oluşturmak istiyorlar. (1)

Hikayeler neden etkili?

Princeton Üniversitesi’ndeki bir araştırmada, bilim adamları, iyi anlatılmış bir hikaye dinlediğinizde, beyninizin yanıt veren kısımlarının, öykünün içinde olduğunuzu düşünenler olduğunu buldular. Birisi kavurma kahve kokusundan bahsediyorken, koku korteksiniz çalışıyor. Size bir kalem kapmaktan bahsettiklerinde, motor korteksinizin özellikle el hareketi ile ilgili kısımları cevap veriyor.

Daha da etkileyici olarak, bu etki hikayeyi anlatan kişiye de oluyor. Öyleyse, hikaye canlı olarak veya şahsen anlatılıyorsa, hem hikaye anlatıcısının hem de dinleyicinin beyni birbiriyle senkronize çalışmaya başlıyor! Bu bir odada ya da bir grupta iyi bir hikaye anlatıldığı ve izleyicilerin büyülendiği zaman hissedilen sihir.

Bunun bir açıklaması ayna nöronları. Ayna nöronları, hem bir eylem yaptığımızda hem de aynı işlemi yapan başka birini gördüğümüzde yanıt veren bir beyin hücresi türü. Bunların başka birinin esnemesini gördüğümüzde esnememizin sebebi olduğuna ve muhtemelen empati hissetmemiz için temel olduğuna inanılıyor.

Birisi bir hikaye anlatıyorsa ve beyinlerimiz hikayenin içindeymişiz gibi tepki verirken, hikaye anlatıcısına güçlü bir bağlantı hissediyoruz. (2)

Nasıl başarılı hikaye anlatılır?

Başarılı bir hikayenin iki önemli etkeni var; içerik ve anlam. İyi bir hikaye dinleyicide yarattığı etki ile anlaşılır. Anlattığınız hikayede bilgi ile nasıl anlattığınız etkili bir orantıda olmalı. Sadece bilgi dinleyiciyi sıkabilir.

Burada anlam devreye giriyor. Anlattığınız şey ile dinleyicinin ne yapabileceği de önemli. Bunu bir süreç olarak değerlendirirsek iki kısım – anlatan ve dinleyen- var diyebiliriz. Dinleyenleri merkez alarak başlamak onların nasıl zihinsel bir yolculuk yapacağını anlamamız için çok faydalı. Başka bir deyişle buna “algı ve biliş, duygu ve duygu dansını düzenleyerek geliştirdiğimiz bir deneyim” şeklinde adlandıralabilinir. (3)

Nobel ödüllü Prof. Daniel Kahneman dünyayı anlama sistemlerimizi anlatıyor. Liste halinde anlatmak gerikirse;

1.Sistem : Bu hızlı sistem olarak da tanımalanabilir. Hikaye anlatma bu sisteme ait. Otomatik olarak adlandırdığımız eylem türleriyle ve sezgisel olarak adlandırdığımız düşünce türleriyle ilişkili. Araba kullanırken bir engelden kaçınmamıza ya da anneninizin bir resmini gösterdiğimde bir duygu uyandırmamıza izin veren eylemler üretiyor. Hikayeler ile gerçekliklere anlam vermemizi sağlıyor ve bizim için anlamlı ve uyumlu hikayeler üretiyor.

2.Sistem: Zihinsel çaba gerektiren eylemler ve kasıtlı olarak adlandırdığımız düşüncelerle ilişkili. Bir haritayı okumamıza veya bir formu doldurmamıza izin veren eylem türlerini üretiyor. Sistem 2 yavaş sistem.

Yale Üniversitesi’nden Prof. Dan Kahan ise kültürel bilişden bahsediyor. Daha açmak gerekirse, kültürel değerlerimizin risk algımızı ve bağlantılı tedbir alma inançlarımızı şekillendirdiğini söylüyor. Anlam ve içerik kanalları onun ana etkenleri. İçerik kanalı ile içeriği filtrelerden geçirip, netleştirerek anlaşılabilinir hale getiriyoruz. Anlam kanalında ise anlatılan, insanlar olarak, bilgileri bilinçsiz olarak daima değerlendirmemiz ve yaşamımızı nasıl etkileyeceğini ve ait olduğumuz sosyal gruplarla bağlantılarını incelememiz. Bundan dolayı, dinleyicinin nerede olduğunu ve onlarla nasıl bağlantı kuracağımızı bilmemiz gerekiyor. (4)

Kısaca anlatmak gerekirse, nasıl iyi bir hikaye anlatırsınız? 🙂

1. Tanımlayın: Detayları fikirlerinizi ve içeriği eklemeden tek tek anlatın.

2. Duyusal bilgileri kullanın: Nasıl kokular ve sesler vardı?Hikayede bir şeye dokunduğunuzda neler hissettiniz?

3.Hikayede duyguları kullanın: Neler hissetiğinizi anlatın. Duygular sizi insanlara daha ulaştıracaktır.

4. Düzenleyin: Hikayede öncelikle ne anlatmak ve dinleyicinin ne duymasını istediğinizi belirleyin. Bunu destekleyecek detayları kullanın.

5.Olayları sırasıyla anlatın: Dinleyici sonunu bildiği hikayeden kopabilir. (5)

(1) Frank Rose, The Art of Immersion: Why Do We Tell Stories?, son güncelleme 3 Ağustos, 2011, https://www.wired.com/2011/03/why-do-we-tell-stories/

(2) Frank Rose, The Art of Immersion: Why Do We Tell Stories?, son güncelleme 3 Ağustos, 2011, https://www.wired.com/2011/03/why-do-we-tell-stories/

(3) Angela Morelli, Content and Meaning. Story-telling and Story-listening., son güncelleme 28 Kasım, 2014, https://medium.com/@angelamorelli/content-and-meaning-story-telling-and-story-listening-4386478f518a

(4) Angela Morelli, Content and Meaning. Story-telling and Story-listening., son güncelleme 28 Kasım, 2014, https://medium.com/@angelamorelli/content-and-meaning-story-telling-and-story-listening-4386478f518a

(5) Frank Rose, The Art of Immersion: Why Do We Tell Stories?, son güncelleme 3 Ağustos, 2011, https://www.wired.com/2011/03/why-do-we-tell-stories/

Yapay Zekaya Göre Müziğin Bizi Duygulandırma Sebepleri

Hiç bir şarkı dinlediğinizde birden içinizde bir heyecan olduğunu ve tüylerinizin diken diken olduğunu deneyimlediniz mi? Bunları nasıl bir şarkıda deneyimlediniz?

Yapay zeka yapılan bir araştırmaya göre, insanların beyinlerinin, bedenlerinin ve duygularının müzik dinlemeye nasıl tepki verdiğine ışık tutmaya yardımcı oluyor. Müzik, özellikle nabız netliğine tepki veren Heschl girusu ve superior temporal girusu gibi işitsel korteksin bölümlerini etkiliyor. Dinamikteki değişiklikler, ritim, tını ve yeni enstrümanların varlığı yanıtta büyük bir artışa neden oluyor. Araştırmanın sonuçlarına baktığımızda, aynı zamanda mükemmel egzersiz, uyku ve çalışma için en iyi şarkı türlerini tanımladığını görüyoruz.

Araştırmanın amacı nedir?

“Müzik gibi soyut bir şey neden bu kadar tutarlı bir tepki uyandırıyor?“ sorusu bilim insanlarını düşündüren önemli sorulardan birisi. Ekip bu sorunun cevabını bulmak için bir araştırma yapmaya karar veriyor.

Nasıl yapıldı?

Bu deney için, takım söz içermeyen ve çok bilinmeyen üç duygusal müzik parçası seçti, bu nedenle dinleyicilerin duygusal tepkisine hiçbir hafıza unsuru eklenmedi. (Örneğin, diş çekimi sırasında arka planda çalınan bir şarkıyı duymak, algınızı çarpıtabilir.)

Nöro görüntüleme deneyinde, 40 gönüllü bir dizi hüzünlü ya da mutlu müzikal alıntı dinlerken beyinleri MRI ile tarandı. Fiziksel reaksiyonu ölçmek için, 60 kişi kulaklıkla müzik dinlerken, kalp aktiviteleri ve cilt iletkenlikleri ölçülmüştü. Aynı grup, müzik dinlerken de 1 ila 10 arasında duygu yoğunluğunu (mutlu ya da üzgün) derecelendirmişti. Ardından, bilgisayar bilimcileri, insanların hangi işitsel özelliklere tutarlı bir şekilde yanıt verdiğini belirlemek için yapay zeka algoritmaları kullanarak verileri kullandı.

Araştırmanın bundan önceki araştırmalardan farkı nedir?

Geçmişte müziğin beden, beyin ve duygular üzerindeki etkisini daha iyi anlamaya çalışan sinirbilimciler, MRG beyin taramalarını çok kısa bir zaman diliminde, örneğin iki saniyelik müziğe tepki veren beyne bakarak analiz ettiler.

Buna karşılık, bu çalışmada, laboratuvarda toplanan verileri analiz etmek için algoritmalar kullanan bilim adamları, insanların sadece beyin taramalarından değil, aynı zamanda diğer modlardan gelen verileri birleştirerek uzun süredir müzik dinlerken neler hissettiğini de görebildiler. Profesör Shrikanth (Shri) Narayanan “Yeni çoklu biçimli bilgi işlem yaklaşımları, yalnızca insanın duygusal deneyimlerini müziğe beyin ve beden düzeyinde aydınlatmakla kalmıyor, aynı zamanda bireylerin deneyimlerini nasıl hissettiğini ve ifade ettiğini de belirtiyor. ”diyor.

Sonuçları neler?

• Araştırmacılar bulgular arasında, müziğin Heschls girusu ve superior temporal girusu olarak adlandırılan işitsel kompleks içindeki beynin bölümlerini güçlü bir şekilde etkilediğini belirtti. Daha detaylı bakıldığında, beyin nabız netliğine veya ritmin gücüne cevap verdi (basitçe söylemek gerekirse: girunuz Lady Gaga’nın Bad Romance’ını dinlerken canlı görünüyor). Ayrıca değişen dinamikleri, ritmi ve tınıyı ya da yeni enstrumanların varlığıyla tepkiyi artırdığını da buldular. Başka bir deyişle, kontrast çok önemli. Örneğin, giru, dinamiklerde bir değişiklik olduğunda veya “sesli” olduğunda etkinleşiyor. Greer, “Bir şarkı boyunca yüksek ses varsa, çok fazla dinamik değişkenlik yoktur ve deneyim, bestecinin ses seviyesindeki bir değişikliği kullanıyormuş gibi güçlü olmayacaktır” diyor.

• Ekip bununla beraber, galvanik deri tepkisi – temel olarak ter ölçüsü – yeni bir enstrumanın girmesinden veya bir müzikal artışın başlamasından sonra arttığını keşfetti.

• Şarkıdaki enstrümanlar ne kadar fazlaysa, o kadar çok insan yanıt verdi.

• Çalışmada G # ‘nin G minor anahtarında bir şarkıdaki F # notu ile yüksek mutsuzluk dereceleriyle pozitif korelasyon gösterildi.

Bunlarla beraber;

Habibi, “Terapi açısından bakıldığında, müzik duygu uyandırmak ve daha iyi bir ruh halini yakalamak için gerçekten iyi bir araç. Bu araştırmayı kullanarak, depresyon ve diğer duygudurum bozukluklarında terapi için müzikal uyarıcılar tasarlayabiliriz. Ayrıca, beyindeki duyguların nasıl işlendiğini anlamamıza yardımcı oluyor.” dedi.

Araştırmacılara göre, gelecekteki çalışmalar, farklı müzik türlerinin duygusal tepkilerimizi nasıl olumlu yönde etkileyebileceğini ve bestecinin amacının dinleyicinin bir müzik parçası algısına uyup uymadığına bakabilir.

Neuroscience News, Why music makes us feel, according to AI, son güncelleme 31 Ekim, 2019, https://neurosciencenews.com/ai-music-emotion-15151/