Creativity ✨

🌱

Creation

Creating

These words may be some of the most reflective of human nature. Even in the simplest way, it has a meaning. While cooking in our daily lives, we mix and cook more than one different ingredient. Or, while writing something, we draw/write something that is not there on the paper with the ink of the pen.

As you have read, creativity exists in some forms in every aspect of our lives. Even when we are not aware of it, we are surrounded by things we have created. Recently, I watched the “Creativity” episode of the “The Mind, Explained” documentary series on this very subject, and as a person who lives with drawings and colors, it inspired me a lot.

What is creativity according to the documentary?

Creativity isn’t as mystical and hard to find as we think, it’s a muscle. With practice, that muscle gets stronger and becomes part of our routine in a way that feels natural.

How to be creative?

As I just wrote, creativity gets stronger with practice. However, there is a very important question that helps the process here, “What if?”. If creativity is a formula, it is to combine things in different and new ways. This question also adds a sense of curiosity to the process.

You can see another creative point of view in improvisation. Improvisation performers increase their creativity with the “yes, and…” technique. With this technique, people listen to each other during improvisation, add their own thoughts, and a performance that is the common product of everyone is created. In other words, people work with each other in an environment that is open to communication and people don’t judge others.

The difference between creativity and imagination

Imagination is one of the starting points of creativity. Every creative person uses their imagination, but not every imaginative person can be creative. Focused imagination makes a person creative.

How to focus? What increases creativity?

First of all, keeping the sense of curiosity will start many things. Curiosity creates a field of exploration and, as a result, creativity. If I were to convert that into a shape as well, it would be a circle representing a loop. The more we explore, the more creative we become and strengthen this cycle. But it is also worth remembering that the creative process is not a straight up line. The important thing in this process is to stay determined and be joyous. Being determined moves you forward, while joy allows you to solve setbacks in the easiest way possible.

Apart from this, the technique we call sleeping on it is also very useful. To put it another way, it’s about letting things go according to flow and making more accurate observations. Sometimes this really means leaving it for the next day or other days, sometimes it can be daydreaming to hear yourself and see next possible steps better.

Finally, as I wrote above, focusing is one of the important ways to increase creativity. Curiosity and focus are one of the most important factors of the formula. If we don’t think about it and take steps, a thought that can fade. We have to work on it and define it. Of course, focusing methods can be a very personal thing. Therefore, ways that will make the creative journey enjoyable will always be useful. Accordingly, I would like to ask you one last question; What makes you joyous all the time?

Note: Anyone who has watched the documentary and wants to watch it, please share your ideas with me via serraispahani@gmail.com or my Instagram profile.☺️

The Mind, Explained, Creativity , https://www.netflix.com/tr/title/81098586 *

Yaratıcılık ✨

🌱

Yaratım

Yaratmak

Bu kelimeler galiba insan doğasını en fazla yansıtanlardan olabilir. En basit açıdan baktığımızda bile bir anlamı var. Günlük hayatlarımızda yemek yaparken birden fazla değişik malzemeyi karıştırıp, yemek yapıyoruz. Ya da bir şey yazarken kalemin mürekkebi ile kağıda orada olmayan bir şeyler çiziyoruz/yazıyoruz.

Okuduğunuz üzere yaratıcılık hayatımızın her alanında bir şekilde var. Farkında olmadığımız zamanlarda bile etrafımız yaratmış olduğumuz şeylere dolu. Geçen günlerde tam da bu konu hakkında “ The Mind , Explained” belgesel serisinin “Yaratıcılık” bölümünü seyrettim ve bu kadar çizim ve renklerle yaşayan bir insan olarak da beni çok etkiledi.

Belgesele göre yaratıcılık nedir?

Yaratıcılık düşündüğümüz kadar mistik ve bulunması zor bir şey değil, bir kasımız. Pratik yaparak o kas daha da güçleniyor ve bize doğal gelecek şekilde rutinimizin parçası oluyor.

Nasıl yaratıcı olunur?

Demin yazdığım gibi yaratıcılık bir kas ve pratikle güçleniyor. Fakat burada süreci hızlandıran çok önemli bir soru var, “Ya olursa?”. Yaratıcılığın formulü olsa bu birşeyleri farklı ve yeni şekillerde birleştirmek. Bu soru kalıbı da işleme merak duygusunu da ekliyor. Başka bir yaratıcı bakış açısını da doğaçlama yapılan tiyatroda görebilirsiniz. Doğaçlama tiyatro yapanlar yaratıcılıklarını “evet, ve…” tekniği ile arttırıyorlar. Bu teknikle doğaçlama sırasında kişiler birbirlerini dinliyor, kendi düşüncelerini ekliyor ve herkesin ortak ürünü olan bir performans ortaya çıkıyor. Başka bir deyişle, yargısız ve iletişime açık bir ortamda kişiler birbirileri ile çalışıyor.

Yaratıcılık ve hayal gücünün farkı

Hayal gücü yaratıcılığın başlangıç noktalarından biri. Her yaratıcı insan hayal gücünü kullanır ama her hayal gücü kuvvetli insan yaratıcı olmayabilir. Üstüne odaklanılmış hayal gücü kişiyi yaratıcı yapıyor.

Nasıl odaklanılır? Yaratıcılığı neler arttırır?

Her şeyden önce merak duygusunu taze tutmak birçok şeyi başlatacaktır. Merak duygusu keşif alanı ve sonuç olarak da yaratıcılığı ortaya çıkartır. Bunu da bir şekle dönüştürecek olursam bir döngüyü temsil eden bir yuvarlak olur. Ne kadar keşfedersek o kadar yaratıcı olur ve bu döngüyü kuvvetlendiririz. Ama yaratıcılık sürecinin dümdüz yukarı çıkan bir çizgi olmadığını hatırlamakta da fayda var. Bu süreçte önemli olan kararlı ve keyifli olmak. Kararlı olmak sizi ileri taşırken, keyif de aksilikleri en kolay şekilde çözmenizi sağlar.

Bunun dışında aramızda üstüne yatmak dediğimiz teknik de oldukça faydalı. Başka bir açıdan bakarsak, bir şeyi akışına bırakıp daha sakin gözlemler yapmak. Bu bazen gerçekten ertesi gün veya başka günlere bırakmak anlamına gelirken, bazen de gün içinde hayal kurmak da olabiliyor.

Son olarak demin de yazdığım gibi odaklanmak yaratıcılığı arttıran önemli yöntemlerden biri. Merak ve odaklanmak formülün en önemli etkenlerinden biri. Üstüne düşünüp adımlar atmazsak çok güzel bir şeye dönüşebilecek bir düşünce uçup yok olabilir. Onun üstüne çalışmalı ve onu somutlaştırmalıyız. Tabi odaklanma yöntemleri oldukça şahsi bir şey olabilir. Bundan dolayı yaratıcılık yolculuğunun keyifli yapacak bakış açıları her zaman faydalı olacaktır. Buna bağlı olarak yazımı bitirirken size bir soru sormak isterim; neler her zaman keyfinizi arttırır ?✨

Not: Belgeseli seyretmiş ve seyretmek isteyen herkes, siz de lütfen fikirlerinizi serraispahani@gmail.com adresi ya da Instagram üzerinden benimle paylaşın.☺️

The Mind, Explained, Creativity , https://www.netflix.com/tr/title/81098586 *

“Kiss the Ground” Documentary

Nature has caught my attention lately. I believe that flowers, animals and other parts of nature significantly improve our quality of life. Recently, I watched a documentary about nature called “Kiss the Ground” on Netflix. I felt almost every emotion while watching it. While it clearly explains what wars and similar bad things take away from the world in the long run, it also tells us what solutions we can use as human beings. At the end of the documentary, I saw that nature can heal itself when we apply right agriculture methods.

 

What did I learn from the documentary?

Saving the world is easier than we think. Another name for soil is dirt and this dirt is vital. Humans are not that different from other animals when we look at ourselves as homosapiens. Of course, we are not the same because our evolution is different, but; we are made up of biologically similar things and we take some of our steps by listening to our primitive brain. At this point, it can be said that we are more connected to nature than we think. We even work on issues such as social inequality today due to applying wrong agriculture methods that affect nature.

 

When a farmer shared his business going down and meeting biodiversity, he used a word that summarizes the documentary which is biodiversity. In this article, I will not describe techniques as my aim is to share points that I liked. However, the solution is to grow more plants in the soil rather than just one type of plant. The important thing absorbing the carbon from  the air rather than sending it upwards and creating global warming. One of the main causes of global climate change is the drying of the soil.

 

The second thing I learned is that there are beneficial techniques for this in the world right now. Many devoted people are giving seminars and training people, while others continue their work to revitalize the soil. It was hopeful to hear  their experiences in the documentary.

 

Putting all these into consideration;

 

The documentary really affected me with many factors that I wrote above and couldn’t because there were many. Presenting the solution in the most simple way made it easier for me to watch. I saw that there are many ways to contribute to this culture and they are not less complicated than we assume.

Note: Anyone who has watched the documentary and wants to watch it, please share your ideas with me via serraispahani@gmail.com or Instagram.

 

You can watch a video about the documentary by clicking here;

https://youtu.be/K3-V1j-zMZw

Kiss the Ground: Onarıcı Tarım, https://www.netflix.com/tr/title/81321999 *

“Kiss the Ground” Belgeseli

Özellikle son zamanlarda doğa dikkatimi çekiyor. Çiçekler, hayvanlar ve doğanın diğer parçalarının hayat kalitemizi ciddi anlamda güzelleştirdiğine inanıyorum. Geçen günlerde doğa hakkında Netflix’de “Kiss the Ground” adlı bir belgesel izledim. İzlerken neredeyse her duyguyu hissettim. Savaşların ve benzer kötü şeylerin uzun vadede dünyadan neler götürdüğünü net bir şekilde anlatırken, insan olarak hangi çözümleri kullanabileceğimizi de anlatıyor. Belgeselin sonunda doğanın doğru yollarla kendini iyileştirebileceğini gördüm.

Belgeselden neler öğrendim ?

Dünyayı kurtarmak düşündüğümüzden de kolay. Toprağın bir diğer adı kir ve bu kir hayati değere sahip. İnsanlar, homosapiens olarak baktığımızda, diğer hayvanlardan çokda farklı değil. Tabi evrimleşmemiz farklı olduğu için aynı değiliz ama; biyolojik olarak benzer şeylerden oluşuyor ve bazı adımlarımızı ilkel beynimizi dinleyerek atıyoruz. Bu noktada doğaya yaklaşabileceğimiz bir alan oluşuyor; doğa ile düşündüğümüzden de bağlantılıyız. Hatta doğaya etki eden yanlış işleme tekniklerinden dolayı bugün sosyal eşitsizlik gibi konular üzerinde çalışıyoruz.

Belgeselde bir çiftçi hikayesini anlatırken “İyi ki batmışım ve biyoçeşitlilik ile tanışmışım.” gibi bir cümle kuruyor. Bence belgeseli en iyi anlatan kelime biyoçeşitlilik olabilir. Bu yazıda amacım bilimsel bir dil ile belgeseli anlatmaktansa bana göre etkili noktalarını paylaşmak olduğu için süreçleri anlatmayacağım. Fakat, çözüm tek tip üretim yapmaktansa, toprakta daha fazla çeşit yetiştirmek. Önemli olan, toprakta daha fazla kökün bulunarak havadan gelen karbonu emmesi. Küresel iklim değişikliklerinin baş sebeplerinden biri de toprağın kuruması ve karbonun yukarı tehlike yaratacak bir şekilde yukarı çıkması. 

İkinci öğrendiğim şey ise, şu an dünyada bunun için uygulamalara başlanmış. Bu konuya kendini adamış birçok kişi seminerler verirken, diğerleri ise toprağı canlandırmak için çalışmalarına devam ediyor. Belgeselde bu kişilerin deneyimlerini de görmek umut vericiydi.  

Yazıyı toplamam gerekirse;

Belgesel beni yukarıda yazdığım ve yazamadığım bir çok etken ile gerçekten etkiledi. Çözümü hap gibi sunması seyretmemi de kolaylaştırdı. İşin güzel tarafı ise, bu hapı birden fazla yolla içebilirsiniz.

Not: Belgeseli seyretmiş ve seyretmek isteyen herkes, siz de lütfen fikirlerinizi serraispahani@gmail.com adresi ya da Instagram üzerinden benimle paylaşın.

Belgesel hakkında videoyu buraya tıklayarak izleyebilirsiniz;

https://youtu.be/K3-V1j-zMZw

Kiss the Ground: Onarıcı Tarım, https://www.netflix.com/tr/title/81321999 *

Minimalizm 2

⭐️Sizce sahip olduğunuz bir eşyayı neler değerli yapar?

👀Hangi özellikleri onu diğer eşyalardan daha fazla kullanabilir hale getiriyor?

💭Bir şeye ihtiyacınız olduğunu nasıl anlarsınız?

İnternetin bu kadar geliştiği ve alışveriş olanaklarının kolaylaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Artık ihtiyaçlarınız gerçek anlamıyla bir “Sepete Ekle” yada “Satın Al” tuşu ile kapınıza kadar gelebiliyor. Hatta, alışveriş yaparken siteler “Bunu beğendiyseniz, bunları da beğenebilirsiniz.” gibi kısımlar ile dikkatinizi daha da fazla çekebiliyor. Fakat, bu bazen ihtiyacımızdan daha fazla almamıza yol açabiliyor. Bir kazağı beğendiğimiz için hiç giymeyeceğimiz bir rengini almak gibi şeyler yapabiliyoruz. Minimalizm konusunda yaptıkları çalışmalar ile bilinen Joshua Fields Millburn ve Ryan Nicodemus yeni bellgeselleri “ Less is Now” ile bu anlamda tekrar gündemde. Önceki belgesellerini izlemediyseniz ve konu ilginizi çekiyorsa, seyretmenizi tavsiye ederim.

Bu yazıyı planlarken tekrar “Minimalizm” yazımı okumak ve orada yazdığım tanımı burada da yazmak istedim. Böylece iki yazı arasında daha güçlü bağlar olacağını düşündüm.

Geçmiş yazımda bu anlamda neler dikkatimi çekti?

📍 Minimalizm tanımı; Ne sevdiğini, neyin sana en iyi geldiğini ve gelebileceğini bilmek.

⚖️ Minimalizmi “ihtiyaç dengesi” olarak görmem.

“Less is Now” yeni neler ekledi?

– Bu belgesel ile basit ve kolay kelimelerin farklarını daha net anladım; Minimalizm ile hayatımız basitleşmeye, içeriğine göre sadeleşme de kullanabilinir, başlıyor. Ama bu kolay olanın artması değil, aksine bizim için daha değerli ve ihtiyacımızı karşılayan eşyalara yönelmemiz anlamına geliyor. Daha açık anlatmak gerekirse, T. K. Coleman internet çağında yapılan alışverişi “ Neredeyse sihir!” şeklinde tanımlıyor. Yeni gelişme ve deneyimlerimizi düşündüğümüzde, son derece haklı. Evde bir şeyin eksik olduğunu anlıyor ve 5 dakika içinde bir tuş ile kapımızda bulabiliyoruz. Bu ihtiyaç dengesi korunduğu sürece hayatımızı destekler ama bunu yapabiliyor olmamız, yapmamızı her zaman doğru göstermeyebilir. Yaşam alanlarımızda eşyalardan hareket edemez hale gelmek, hayatı kısıtlamaya başlar. Özetlemek gerekirse, basit yaşamak bir şeyi kullanırken gerçekten ondan ve yaşam alanlarımızdan keyif almak.

– Belgeselde özellikle dikkatimi çeken bir söz vardı; “İhtiyaç yoksa ,1 tane bile fazla.” Bunu yazın kar paltosu giymeye benzetebilirim.

– “Değerli mi? “ ve “Ezbere mi ?” soruları; Bir şeyi gerçekten sizi yansıttığı, hayatınıza fayda sağladığı veya değerli olduğu için mi alıyorsunuz? Yoksa, en moda veya diğerlerinin etkisi ile mi alıyorsunuz?

Yazıyı nasıl toparlarım?

Konuya doğanın bakış açısından bakarsak, ne kadar tüketirsek o kadar çöp üretiriz. Tabi ihtiyaçlarımızı karşılayacak ve keyifli hayatlar yaşayacağız. Ama değer verdiğimiz ve ihtiyacımızdan fazla tükettiğimizde, bu hava ve çevre kirliliği olarak dünyamıza yansıyor. En basit şekilde giymediğiniz ve kullanmadığınız eşyaları bir yere koyun ve ne kadar yer kapladığını görün. Bu sadece dünya için değil, sizin için de gereğinden fazla enerji harcama anlamına geliyor. O eşyaların doldurduğu yerleri size daha fazla keyif veren şeylerle değerlendirebilirsiniz. Böylece, üretkenliğinizde artabilir.

“My Octopus Teacher”

En sevdiğiniz ve her gördüğünüzde içinizi eriten hayvanlar hangileri?

Kendim cevaplamam gerekirse, bu belgeseli seyredene kadar size muhtemelen köpek, koala, kedi ve tilki derdim. Fakat, bu belgesel ile cevabım değişti. Her hayvanı seviyorum. Hepsinin onları özel yapan özellikleri var. Okyanusta kendi köşesinde yaşayan ve ömrüm boyunca diğer hayvanlar kadar da göreceğimi düşünmediğim bir hayvan bu konuda yolumu açtı. Belgesel bana duygunun düşündüğümden daha da geniş bir şey olduğunu gösterdi.

Özellikle son yıllarda ahtapotların karar verme ve hareket etme şekilleri bilim insanlarının dikkatini çekmeye başlamıştı. Fakat, bu belgesel onların ne kadar muhteşem olabileceğini tekrar gösterdi.

Tabi bunlar benim şahsi fikirlerim ve herkeste aynı etkileri yaratmayabilir ama sizlerle bende böyle bir anlam değişikliği yaptıran “My Octopus Teacher” hakkında kısa bir yazı yazmak istedim. Belgeselin sonunu yazmayacağımın sözünü vererek, belgesel hakkında bazı detayları ve dikkatimi çeken olguları sizinle paylaşacağım.

Belgesel nasıl çekildi?

Belgesel Craig Foster’ında bulunduğu bir ekip ile Atlantik Okyanusu’nda yaratıldı. Craig Foster günler boyunca ahtapotu görme merakıyla suya tekrar tekrar daldı. Tam olarak bir lokasyonunu yazmak gerekirse, bu yolculuk Cape Town ile Namibia arasında bulunan 1000 km olan bir deniz ormanında çekildi. (1) Yolculuk boyunca alanında uzman kişilerle de çalışmaya devam ederek, belgesel son halini aldı. (2)

Yeni neler öğrendim? Bu belgeseli diğerlerinden hangi özellikleri farklı yaptı?

Bundan önce seyrettiğim belgesellerde hep doğaya daha objektif bakardım. Doğanın kendi dinamikleri vardı ve onları sadece seyrederebilirdik. Şimdi çoğu açıdan hala bu fikre sahibim ama iletişim, sevgi ve ilginin vahşi bir hayvanı nasıl değiştirdiğini ilk defa bu kadar derinden hissettim. Bu sadece bir belgesel değil, aynı zamanda bir film gibiydi. Ahtapotun her Craig Foster onun yanına daldığında gösterdiği merak huzur veriyordu. Hatta, ona uzanması beni etkileyen ilk sahnelerden biriydi. Sevgi duygusunun neler katabileceğini başka ve yeni bir formda gördüm. Genel olarak bakarsam, belgeselin bende yarattığı ve gösterilen arkadaşlık ilişkisi beni en çok etkileyen yanları oldu. Tabi kamera arkasında inanılmaz bir çalışma var. Bilimsel olarak doğru olması için uzmanlarla çalışılmış ve çekimleri su altında çekim yapabilen bir ekip kurulmuş. Belgesel hakkında daha detaylı bilgilerin bulunduğu sitelere kaynaklarımdan ulaşabilir ve dikkatinizi çeken başka konular da varsa okuyabilirsiniz.

Daha fazla yazarsam sonunu söylemekten ve fikirlerinizi değiştirmekten çekiniyorum. Belgeseli seyretmiş ve seyretmek isteyen herkes, siz de lütfen fikirlerinizi serraispahani@gmail.com adresi ya da Instagram üzerinden benimle paylaşın. 🙂

Kaynaklar:

(1)My Octopus Teacher, erişim 22 Ekim, 2020, https://seachangeproject.com/myoctopusteacher/

(2) The Making of My Octopus Teacher, erişim 22 Ekim 2020, https://stories.seachangeproject.com/the-making-of-my-octopus-teachernbsp

Not:

Hazırlanan görsellerde ve başta kullanılan fotoğraflar Onedio sitesinden alınmıştır.