Farkındayım uzun zamandır doğru düzgün paylaşım yapamıyorum ve bundan dolayı planladığım içeriği bu kısa yazı ile paylaşmak istedim. ☺️
Uzun zamandır bir proje üzerine çalışıyorum ve bir şeyi yaratmak düşündüğümden de fazla vakit alıyor. Durmadan yeni bir şey öğrenmek ve üretmeye odaklanıyorum. Sizden bu arayı verdiğim için özür diler ve hazır yarın hafta sonu başlarken güzel vakit geçirmenizi dilerim. 🙏✨
Çok çalışıyorum ama bir o kadar da keyif alıyorum. 🤓 Bir şey üretiyor olmak beni çok motive ediyor ve keyfini size anlatamam. Aslında yaptığım çok farklı bir şey değil; sadece yeni bir alanda benzer yöntemleri kullanmak. Bundan dolayı koçluk şapkamı bazı günler bu iş için değiştiriyorum. 🧢 Bunları yazarken de aklıma Leonardo Da Vinci’nin Vitruvius Adamı aklıma geldi. 🙃 Bence 21. Yüzyılda önemli ilham kaynaklarından biri. Birden fazla alanda olup onları beraber kullanmayı bilmek çok değerli. 🧩 Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizin kaç tane şapkanız var? Bunları yazarken zihnimde bir çok benden oluşan bir görsel canlandı mesela. Hepsi benden ayrı gibi ama hepsi benim birer parçam. Ben aklıma gelen görseli hazırlayacağım ama izninizle size bir soru sormak isterim; sizin aklınızda konuya dair nasıl bir görsel canlandı? 😇
Doğa ve insan ilişkisinde bugün farklı bir bakış açısı gördüm; uçmak. 🙃 İnsanlık tarihi boyunca bu araçlar ile oldu ve bir seyahat eylemi olarak hayatlarımıza girdi. Fakat ben bugün farklı bir uçma türünden bahsetmek istiyorum; kuşlar gibi uçmak. 🐦⬛ Ancak onlar gibi diyebilirim çünkü onlar uçmak için yaratılmış gibiler. Onları havada süzdüren kanatları ve kanatları destekleyen gövdeleri var. Bizden farklı besleniyor ve daha yüksek yerlere yuva yapıyorlar. 🪺 Biz insanlar ise bu hissi en fazla bir uçak veya farklı araçlar ile hissediyoruz. Hatta gökyüzüne bakıp “Acaba bu bulut neye benziyor?” sorusunu sorarak izlediğimiz bulutların içinden geçiyoruz. Oyunlar yarattığımız o bulutların aslında ne kadar yumuşak ve kocaman olduğunu görüyoruz. ✈️
Uçmak aslında bizim çocuk yanlarımızda olan bir istek. Salıncağa binince en yukarı çıkmaya çalışan biz çocuklar büyüyünce benzer hisle uçağın penceresinden dışarı bakıyoruz. 🥹 O zaman bizler insan kuşu oluyor muyuz?😇 Bizim de kuşlar gibi kanatlarımız olsa acaba nasıl olurlardı? Ben kesin bir yerinde sıcak tonlarda bir renk isterdim. 😊 Yazıyı bitirmeden size izninizle bir soru sormak isterim. Siz uçmayı nasıl anlatırsınız? Sizin özellikle hangi yanınız uçmayı hala bulutlara bakan çocuklar gibi görüyor? ☺️
Bu yazımda sizinle çok basit ve iki kelimeden oluşan bir bakış açısından bahsedeceğim. Adı, “Evet ve”. Onunla birkaç yıl önce tanışmıştım ve bugünlerde daha sık kullanmaya başladım. Sözü çok uzatmadan size bu bakış açısını anlatmak isterim. 🙂
“Evet ve” nedir?
Bakış açısını anlatmadan önce nasıl bir resim içinde onu öğrendiğimi yazmamın önemli olduğunu düşünüyorum. Değerli koçlardan biri olan Marilyn Atkinson dünya oyunu konseptini anlattığı bir söyleşide bu bakış açısından bahsediyordu. Kısaca yazmam gerekirse; bu bakış açısından bakan kişiler, sorulan sorular veya karşılaştıkları durumlara daha yapıcı bir yerden yaklaşabiliyor. Örnek vermek gerekirse, sevdiği renkler sorulduğunda normalde 3 renk söyleyecekse diğer sevdikleri renkleri ve bağlacını kullanarak ekleyebiliyor. Bu da, onlara daha açık ve kuvvetli bir iletişim alanı yaratıyor. (1)
Bu bakış açısı ile başka nerede karşılaştım?
Yazıyı yazmaya başlamadan önce başka kaynaklara da bakıyordum. Karşıma konuyu daha kuvvetlendiren ve keyiflendiren bir kaynak buldum; ünlü komedyen Tina Fey’in Bossypants kitabı. Kitabın bir bölümünde bu bakış açısı kullanılarak yapılan bir doğaçlama tekniği bulunuyordu. Tekniği okudukça konuyu anlatma yollarım çoğaldı. (2)
Tina Fey nasıl anlatıyor?
Anlatım bir doğaçlama tekniğinden geldiği için yazdığım yazıdan daha farklı noktalara gidebilir.
Fakat, Fey benim düşünme sistemimi destekleyen noktalarda da bulunuyor. İlk olarak karşı tarafın yaklaşımına açık fikirli – ben empati kurarak şeklinde de düşündüm- bir konumdan yaklaş diyor. Eğer karşındaki olmasa bile “Elimde bir kutu var” diyorsa, aynı yoldan devam etmelisin. Böylece, onun zihninde yarattığı resmi görür ve yaratıcılığına saygı göstermiş olursunuz. Bu bakış açısının dikkat çeken yanlarından başka bir tanesi ise, iletişime katkıda bulunmak. Burada “ve” kısmı çok önemli. Aslında ekleme yaparak sadece kendini daha fazla tanımıyor, devam eden iletişimi de güçlendiriyorsunuz. (3)
Tina Fey’in kitabına ek kaynaklar bakarken, karşıma başka bir kaynak daha çıktı. Bu kaynak Fey’in doğaçlama tekniğinden farklı olarak, daha çok iş dünyasını odağına almıştı. Bu kaynağı kısaca anlatacak olsam, bir düşünceyi varsayım yapmadan dinleme kısmı dikkat çekiyor. Bu da fikri bütün değerini parlatarak görme halini oluşturuyor. (4)
Konuyu nasıl toparlarım?
Bu bakış açısını bana Don Miguel Ruiz’in “Kullandığın sözcükleri özenle seç” anlaşmasını hatırlatıyor. Ona göre kelimeler sihirli. (5) Ben de ona son derece katılıyorum. Eğer iletişimi bir yola benzetirsek, kullandığımız kelimeler yolu tamda istediğimiz halde yaratmamızı sağlıyor. “Evet ve” bakış açısı da sadece sihirli değil, iletişimde karşı tarafa açık duruşunuzu gösteriyor.