Pantone 2022 yılının rengi olarak “Very Peri” yi seçti. Renk morun çok güzel bir tonu. 🟣Fakat, renk açıklamasında kullanılan kelimeler/değerler de bana ilham oldu. 🌱Dinamik duruş, cesur yaratıcılık, yaratıcı ifade, keyifle beraber yenilik ve yeni bakış açısı bana enerji verdi. 🪁 Ben de 2022 panosu şeklinde çizmek istedim. 🤓 Sen 2022 yılına nelerle girersen daha ileriye dönük olursun? ✨
Etiket: Çözüm Odaklı Koçluk
Yaratıcılık 🌱✨

1. Yaratıcılığı nasıl tanımlarsın?

2. Özellikle hangi yanların seni yaratıcı yapıyor ?

3. Bunları düşündüğünde, daha başka neler seni yaratıcı yapar?
Mutluluk
1. Mutluluğu nasıl tanımlarsın?

2. En mutlu olduğun anıların hangileri?

3. Bu bakış açısıyla, yeni mutlu anılarını nasıl yaratabilirsin?

“Merak”
Merak duygusunu nasıl koruruz?
1.Neleri yapmaktan keyif alıyorsun?
2. Hangi özellikleri onları özel kılıyor?
3.Onların kattıklarını daha başka neler katar?



Doğa
Dünya evimiz ve biz bu evde yaşıyoruz. Öyle bir ev ki , en sevdiğimiz insanlarla beraber tam da istediğimiz gibi yaşayabiliyoruz. Bu evi yuva yapan kişi de doğa ana. O yemeğimizi ve battaniyemizi veren şefkat kaynağı. Onun için neler yapabiliriz ? Onun bu sevgisine nasıl karşılık verebiliriz?
1. Doğa ile hizalanma. Onun düşünme ve hareket şekillerini gözlemleyip, onu korumak ve büyütmek için adımlar belirleyebiliriz.
2. Dengeyi koruma. Yaşayan her canlının aynı yaşam hakkına sahip olduğunu düşünerek, adımlarımızı onlara da göre tasarlayarak yaşamak.
3. Sevgi ile büyütme. Ona olan sevgimizi ona desteğimizi göstererek paylaşmak.
“Kiss the Ground” Belgeseli
Özellikle son zamanlarda doğa dikkatimi çekiyor. Çiçekler, hayvanlar ve doğanın diğer parçalarının hayat kalitemizi ciddi anlamda güzelleştirdiğine inanıyorum. Geçen günlerde doğa hakkında Netflix’de “Kiss the Ground” adlı bir belgesel izledim. İzlerken neredeyse her duyguyu hissettim. Savaşların ve benzer kötü şeylerin uzun vadede dünyadan neler götürdüğünü net bir şekilde anlatırken, insan olarak hangi çözümleri kullanabileceğimizi de anlatıyor. Belgeselin sonunda doğanın doğru yollarla kendini iyileştirebileceğini gördüm.
Belgeselden neler öğrendim ?
Dünyayı kurtarmak düşündüğümüzden de kolay. Toprağın bir diğer adı kir ve bu kir hayati değere sahip. İnsanlar, homosapiens olarak baktığımızda, diğer hayvanlardan çokda farklı değil. Tabi evrimleşmemiz farklı olduğu için aynı değiliz ama; biyolojik olarak benzer şeylerden oluşuyor ve bazı adımlarımızı ilkel beynimizi dinleyerek atıyoruz. Bu noktada doğaya yaklaşabileceğimiz bir alan oluşuyor; doğa ile düşündüğümüzden de bağlantılıyız. Hatta doğaya etki eden yanlış işleme tekniklerinden dolayı bugün sosyal eşitsizlik gibi konular üzerinde çalışıyoruz.
Belgeselde bir çiftçi hikayesini anlatırken “İyi ki batmışım ve biyoçeşitlilik ile tanışmışım.” gibi bir cümle kuruyor. Bence belgeseli en iyi anlatan kelime biyoçeşitlilik olabilir. Bu yazıda amacım bilimsel bir dil ile belgeseli anlatmaktansa bana göre etkili noktalarını paylaşmak olduğu için süreçleri anlatmayacağım. Fakat, çözüm tek tip üretim yapmaktansa, toprakta daha fazla çeşit yetiştirmek. Önemli olan, toprakta daha fazla kökün bulunarak havadan gelen karbonu emmesi. Küresel iklim değişikliklerinin baş sebeplerinden biri de toprağın kuruması ve karbonun yukarı tehlike yaratacak bir şekilde yukarı çıkması.
İkinci öğrendiğim şey ise, şu an dünyada bunun için uygulamalara başlanmış. Bu konuya kendini adamış birçok kişi seminerler verirken, diğerleri ise toprağı canlandırmak için çalışmalarına devam ediyor. Belgeselde bu kişilerin deneyimlerini de görmek umut vericiydi.
Yazıyı toplamam gerekirse;
Belgesel beni yukarıda yazdığım ve yazamadığım bir çok etken ile gerçekten etkiledi. Çözümü hap gibi sunması seyretmemi de kolaylaştırdı. İşin güzel tarafı ise, bu hapı birden fazla yolla içebilirsiniz.
Not: Belgeseli seyretmiş ve seyretmek isteyen herkes, siz de lütfen fikirlerinizi serraispahani@gmail.com adresi ya da Instagram üzerinden benimle paylaşın.
Belgesel hakkında videoyu buraya tıklayarak izleyebilirsiniz;
Kiss the Ground: Onarıcı Tarım, https://www.netflix.com/tr/title/81321999 *
Minimalizm – 3
İtiraf ediyorum, galiba doğa ve minimalizm hakkında yazmak benim için ayrı keyifli! Kendime her “Hangi konularda yazabilirim?” sorusunu sorduğumda, karşıma bu konular hakkında bir şeyler çıkıyor ve ben heyecanla okumaya başlıyorum. 🌱😊⭐️
Gene bu anlardan birinde, dikkatimi özellikle bir bakış açısı çekti; minimalizm kültürüne daha başka hangi adları verebiliriz? Minimalizm de diğer yaşam kültürleri gibi herkes için aynı anlamı taşımıyor olabilir. Birden eşyalarını hızlı bir şekilde hayattan çıkarma anlamına gelebilir. Fakat bundan önceki yazılarımda ve diğer minimalistlerin çalışmalarında bulunduğu gibi, minimalizm birden elinde torba eşyaları azaltmak anlamına gelmiyor. Bu bir düşünce sistemi. Her minimalistin evinde eşit sayıda eşya bulunmayabilir. Burada önemli olan, yeterli ve anlamlı olanı bulmak için kendimize doğru yollardan yaklaşmak. (1)

Doğru yollar ise basit yaşama alışkanlığımızın gelişmesi ile güçleniyor. (2) Yazıda daha ilerlemeden önceki minimalizm hakkında olan yazılarımı okumayanlara “Basit yaşama nedir?” sorusunun cevabını tekrar vermek isterim; basit yaşamak kolay yaşamak değildir. (3) Kolay yaşamak, anın getirdikleri kısa süreli şeyler de olabilir. Bugünden geleceğe sürdürebilinir basit yaşam ise o yönde ilerleyen alışkanlıklar, dikkat, niyet ve planlama gerektirir. (4)

Peki “daha iyi” yaşamak sizin için nedir?:)
Bu sorunun standart bir cevabı yok, ama şahsi cevaplar verilebilecek sorulardan oluşan bir sistem var. Yaşamınız sizin için nelerin daha iyi olacağını belirler. Dolayısıyla, daha iyi olan şeyler de zamanla değişebilir. Burada önemli bir diğer etken de, daha iyiyi görmek için niyet ederek yaşamak. Bu “daha iyi” zaman ve kişiye göre değişebilir. Bundan dolayı, değişebilecek birden fazla tanım hayatınızda olabilir. Belkide en kullanışlı yöntemlerden biri esnek bir bakış açısı ile bu yolda ilerlemek. (5)

Bu yolda ilerlerken hangi eşyaları nasıl sınıflandırabilirsiniz?
1. Gerekli eşyalar: yemek, ev, kıyafetler gibi olmadan yaşayamayacağımız eşyalar. Kısaca anlatacak olursam, ihtiyaçlarımız.
2. Gerekli olmayan eşyalar: hayatımızı güzelleştirdiği için değer katan eşyalarımız.
3. Bize katkısı olmayan eşyalar: sevdiğimizi düşündüğümüz eşyalar.
Bu sınıflandırmayı yaparken veya yeni bir şey alırken diğer önemli soru da; Bu eşya benim hayatımı ne kadar süre kolaylaştıracak? Bu soru daha farkında adımlar atmanızı sağlayacaktır. Sonuç olarak bugün hayatınıza değer katan/ fayda sağlayan şeyler, yarının işe yaramayan eşyalarına dönüşebilir. (6)
(1) Enoughism, Essentialism, and Other Names for Minimalism, erişim 8 Mayıs, 2021, https://www.theminimalists.com/names/
(2) Take It Simple, erişim 8 Mayıs, 2021, https://www.theminimalists.com/simple/
(3) The Minimalists: Less Is Now, https://www.netflix.com/title/8107466
(4)Take It Simple, erişim 8 Mayıs, 2021, https://www.theminimalists.com/simple/
(5) Redefining Better ,erişim 8 Mayıs, 2021,https://www.theminimalists.com/redefining/
(6) Essentials, Nonessentials, and Junk, erişim 8 Mayıs ,2021, https://www.theminimalists.com/enj/
Doğa ve Denge

“Doğanın yolu, eksik olanı düzeltmek için fazla olanı almaktır.”
-Lao Tzu
Yukarıda yazan Lao Tzu’nun karşıma çıkan en güzel alıntılarından biri olabilir. Ana kavramına bakarsam, karşıma denge çıkıyor. Denge özellikle bu kadar kaynak olan dünyamızda çok önemli. Sonsuz etkisi olabilecek kaynaklar ve kullanma şeklimize göre şekillenebilecek sonuçlar bulunuyor. Tzu’nun da söylediği gibi, yaşam bu kaynakları daha fazla yaşam yaratmak amacı ile kullanıyor. Örnek vermek gerekirse, güneş her canlıya fazlasıyla yetecek kadar enerjiyi çok kısa diyebileceğimiz süreler içinde bize sunuyor. Bu enerjiyi nasıl kullandığımız sadece bizi değil, diğer canlıları da etkiliyor. Doğa kendi içinde bu denge işini çözmüş. Hatta, kendi vücutlarımız da bu dengeyi koruyor. (1)

Doğa neden bu kadar önemli?
Doğa üstünde yaşadığımız yerküreyi güzelleştiren ve diğer canlı dostalarımızı içeren bir şey. Size bu kadar kapsayıcı ve aynı anda içimizde gücünü hissettiğimiz bir şeyi nasıl anlatabilirim onu da bilmiyorum. Yalnızca şunu yazabilirim; doğanın parçasıyız ve doğa da parçamız. Onu anlamak ve model almak, sürdürebilir bir gelecek için oldukça önemli. Doğada yaklaşık 60,000 memeli, kuş, sürüngen ve balık bulunuyor. Bunlara ek olarak, 300,000’den fazla farklı bitki çeşidi yaşıyor. Bütün canlıların dünyayı zenginleştirecek kabiliyetleri var. Amaç sadece bütün canlılar arası eşitlik değil,yeşillenen bir orman gibi büyümek de olmalı.(2)

Bu konuya nereden geldim?
Yeni blog yazım için konu ararken karşıma doğayı rehber alarak enerjiyi daha farkında kullanmak hakkında bir yazı çıktı. Yazı tamda yukarıda yazdığım ana hatları gösteriyordu. Doğanın kendi içinde iletişimi ve araçlarını çok somut bir şekilde açıklamıştı. Yazıyı okurken biyomimikri kavramı dikkatimi çekti ve konuyu genişletmek istedim. (4)
Biyomimikri nedir? Neler doğayı taklit etmemizi sağlıyor?
Bir tasarım üzerinde çalışırken doğadaki sistemleri adapte etmek biyomimikridir. Bunu özellikle son teknolojide gözlemleyebiliriz. Burada önemli olan üç anahtar kelime var; ahenk/uyum, denge ve ritim/düzen. Doğa kendi içinde bunları barındırıyor ve bu dengeyi devam ettiren canlılar en uzun ve güzel yaşayanlar oluyor. (5)


Bu üç kavram nasıl örneklendirebilinir?
1.Ahenk/uyum
Tanım: Akış ile uyum sağlamak.
Örnek: Göç eden bir ördeğin onu rahatsız edecek bir rüzgar ile karşılaştığında, dinlenip havanın sakinlemesini beklemesi.
2.Denge
Tanım: Giren ve çıkan enerjinin dengelenmesi.
Örnek: Aynı ördeğin göç ederken harcayacağı eforu dengeleyecek besini alması.
3. Ritim/Düzen
Tanım: Güçlendiren ve sakinleştiren günlük, mevsimsel ve yaşamsal döngüler.
Örnek: Bunu bir ayının metabolizmasını yavaşlatarak kış uykusuna yatması (6)
Başka hangi örnek verilebilinir?
Kazların göç ederken V şeklinde uçmaları. Bir kaz kendi başında uçmak istese bu kadar verimli sonuçlar alamaz. Bu uçuş şekli kazı %70 daha ileri bir noktaya taşıyor. Stratejik etkisinin dışında, kazların birbirlerini koruyucu davranışları da ömürlerini uzatabiliyor. Bir kaz uçamaz hale geldiği zaman da, genelde 2 kaz o kendine gelene ya da ölene kadar yanında kalıyor. Bu davranışları onları duygusal bir seviyeye taşıyor. (7)
Böyle içinde denge ve şefkat bulunan bir sistem nasıl adapte edilebilinir?

Aşağıda yazan sorular yardımcı olacaktır;
Bunu doğa nasıl çözerdi?
Yaşamın yapmayı öğrendiği şeyi biz nasıl yapabiliriz?
Bu organizmadan ne öğrenebiliriz? (8)
(1) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/
(2) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/
(3) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/
(4) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/
(5) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/
(6) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/
(7) Gary Ferguson, How can we learn to use energy more wisely? Let’s look to nature as a guide. İdeas.ted (blog), 18 Aralık, 2019. Erişim Mart, 2021. https://ideas.ted.com/how-can-we-learn-to-use-energy-more-wisely-lets-look-to-nature-as-a-guide/
(8) Benyus, Janine. “ Biomimicry in action” Filmed 2009. TED video, 17:28. https://www.ted.com/talks/janine_benyus_biomimicry_in_action
Girişimcilik Soruları
Merhaba!
Geçen Girişimcilik Haftası’nda katıldığım etkinlikler ve fikirleri toplayarak yeni bir soru serisi hazırlamayı planladım. 💭 Bu seride girişimcilik, yeni iş dünyasının kavramları ve kariyer planlama hakkında sırayla sorular paylaşacağım. 🔎 Büyük resimden düşünürsek, sorular aynı amaca yönelik olacak; istediğiniz hayatı yaşamak.⭐️ Soru sırasını koyduğum numaralardan görebilirsiniz. 1️⃣2️⃣3️⃣ Soruları okuduktan sonra bana serraispahani@gmail.com ve sosyal medya hesaplarım üzerinden de ulaşabilirsiniz. 😊







“Evet ve”
Bu yazımda sizinle çok basit ve iki kelimeden oluşan bir bakış açısından bahsedeceğim. Adı, “Evet ve”. Onunla birkaç yıl önce tanışmıştım ve bugünlerde daha sık kullanmaya başladım. Sözü çok uzatmadan size bu bakış açısını anlatmak isterim. 🙂
“Evet ve” nedir?
Bakış açısını anlatmadan önce nasıl bir resim içinde onu öğrendiğimi yazmamın önemli olduğunu düşünüyorum. Değerli koçlardan biri olan Marilyn Atkinson dünya oyunu konseptini anlattığı bir söyleşide bu bakış açısından bahsediyordu. Kısaca yazmam gerekirse; bu bakış açısından bakan kişiler, sorulan sorular veya karşılaştıkları durumlara daha yapıcı bir yerden yaklaşabiliyor. Örnek vermek gerekirse, sevdiği renkler sorulduğunda normalde 3 renk söyleyecekse diğer sevdikleri renkleri ve bağlacını kullanarak ekleyebiliyor. Bu da, onlara daha açık ve kuvvetli bir iletişim alanı yaratıyor. (1)
Bu bakış açısı ile başka nerede karşılaştım?
Yazıyı yazmaya başlamadan önce başka kaynaklara da bakıyordum. Karşıma konuyu daha kuvvetlendiren ve keyiflendiren bir kaynak buldum; ünlü komedyen Tina Fey’in Bossypants kitabı. Kitabın bir bölümünde bu bakış açısı kullanılarak yapılan bir doğaçlama tekniği bulunuyordu. Tekniği okudukça konuyu anlatma yollarım çoğaldı. (2)
Tina Fey nasıl anlatıyor?



Anlatım bir doğaçlama tekniğinden geldiği için yazdığım yazıdan daha farklı noktalara gidebilir.
Fakat, Fey benim düşünme sistemimi destekleyen noktalarda da bulunuyor. İlk olarak karşı tarafın yaklaşımına açık fikirli – ben empati kurarak şeklinde de düşündüm- bir konumdan yaklaş diyor. Eğer karşındaki olmasa bile “Elimde bir kutu var” diyorsa, aynı yoldan devam etmelisin. Böylece, onun zihninde yarattığı resmi görür ve yaratıcılığına saygı göstermiş olursunuz. Bu bakış açısının dikkat çeken yanlarından başka bir tanesi ise, iletişime katkıda bulunmak. Burada “ve” kısmı çok önemli. Aslında ekleme yaparak sadece kendini daha fazla tanımıyor, devam eden iletişimi de güçlendiriyorsunuz. (3)
Tina Fey’in kitabına ek kaynaklar bakarken, karşıma başka bir kaynak daha çıktı. Bu kaynak Fey’in doğaçlama tekniğinden farklı olarak, daha çok iş dünyasını odağına almıştı. Bu kaynağı kısaca anlatacak olsam, bir düşünceyi varsayım yapmadan dinleme kısmı dikkat çekiyor. Bu da fikri bütün değerini parlatarak görme halini oluşturuyor. (4)
Konuyu nasıl toparlarım?
Bu bakış açısını bana Don Miguel Ruiz’in “Kullandığın sözcükleri özenle seç” anlaşmasını hatırlatıyor. Ona göre kelimeler sihirli. (5) Ben de ona son derece katılıyorum. Eğer iletişimi bir yola benzetirsek, kullandığımız kelimeler yolu tamda istediğimiz halde yaratmamızı sağlıyor. “Evet ve” bakış açısı da sadece sihirli değil, iletişimde karşı tarafa açık duruşunuzu gösteriyor.
(1) Podcast: The World Game with Marilyn Atkinson, son güncelleme 26 Mart, 2019, https://erickson.edu/podcast-world-game-marilyn-atkinson
(2) Fey, Tina. Bossypants. Londra: Sphere, 2012
(3) Fey, Tina. Bossypants. Londra: Sphere, 2012
(4) Bob Kulhan, Why “Yes, and…” Might Be the Most Valuable Phrase in Business., son güncelleme 13 Şubat, 2013, https://bigthink.com/experts-corner/why-yes-and-might-be-the-most-valuable-phrase-in-business
(5)Ruiz, Don Miguel. Dört Anlaşma Toltek Bilgelik Kitabı. İstanbul: Kuraldışı, 2017


