Koçluk Nedir? Dünya Oyunu

Biz teknoloji, bilim, iletişim ve diğer alanlarda olan gelişmelere bakarsak en ayrıcalıklı ve rahat yaşayan insanlarız. Yaşamak için daha heyecan verici bir dönem daha olmadı. 21. Yüyzılın gelişmeleri ile yıldızlara ulaşabilir, istediğimiz kişiyle hemen iletişim kurabilir ve istediğimiz hayatı yaratabiliriz. Büyük ve küçük kavramları ise yeni anlamlarıyla gelişim ve ilerlemeye bakış açımızı değiştirdi. Artık bir şirketin veya başka şeylerin büyük veya küçük olması sürdürebilirliği ile bağlantılı. (1)

İlk yazımda da kullandığım bu kısım, günümüz dünyasını en güzel şekilde anlatıyor. Bir saniyede başarılı olabilir ve aklınıza bile gelemeyen alanlarda ilerleyebilirsiniz. Bu yeni dünya bize yeni bakış açıları sunarken sorunları çözmek için yollar da gösteriyor. Bu yazımda koçluğun tanımını yaparken biraz daha sosyal bir seviyeye çıkıp dünya oyunu metaforundan bahsedeceğim. Dünya oyunu metaforu Marilyn Atkinson tarafından sunulmuş yeni bir tanım. Bir koç olarak dünya oyuncusu olmak beni mutlu eden katkılarından biri.

Dünya oyunu nedir?

Çözüm odaklı koçluk yapıcı bir düşünce sistemine sahip. Farklı düşünce yapıları, kapalı uçlu konuşmaları ve otoriter yapıları oluşturuyor. Bunu aşmak için insanların taze bir bakış açısına sahip olmaları gerekiyor. Dünya oyunu taze bakış açısını getirebilecek yollardan biri. Evet/hayır düşünme sistemi insanlara daha dar açıdan baktırırken, dünya oyunu evet /ve düşünme sistemini oluşturuyor. (2)

Evet/ve nedir?

Çözüm odaklı koçluğun en güzel yanlarından biri farketmediğiniz diğer bakış açılarınızı görmeye başlamak. Başka bir deyişle; bir şeyi birden fazla sizi destekleyen şekilde yapabilmek. Beynimiz bir şeyi nasıl deneyimlediğimizden bağımsız her şeyi olumlu algılar. Bir şeyi yaşıyor olmak onu o şekilde kaydetmek için yeterlidir. Tatmin olmama durumuna geldiğiniz noktaya kadar her şey bizim için normaldir. Farklı noktalardan bakmak, başka çözümlerin de olduğunu gösterir. Bu kısmı toparlamak gerekirse; evet/hayır düşünme sistemi bizi iki odakla düşündürürken evet/ve düşünme sistemi bize bütün yelpazeyi gösterir. (3)

Neden oyun?

Marilyn Atkinson bir röportajda dünya oyununu anlatırken gelecekte de devam edebilecek, “ben oynamak ister miyim ?” sorusunu soracağımız ve evet cevabını vereceğimiz bir yaşam oluşturmaktan bahsediyor. Oyun geleceği sürdürebilir şekilde devam ettirmemiz için kullanılan bir metafor. (4)

Bu oyun nasıl oynanır?

Bu oyun Biz olarak oynanır. Biz olmak insanların yaş, cinsiyet, ırk, din, engel, politik ideolojiler, tarih ve meslek farketmeksizin birlik olması ve birleşmesi anlamına geliyor. Bu hepimizin dünyayı daha iyi bir yer yaptığı bir oyun. Biz bir bütünün parçası olarak bütünlüğümüze geri döner ve insanlığın iyiliği için beraber hareket edersek dünya daha güzel bir yer olur. Başka bir deyişle dünyaya daha geniş bakarsak daha zengin bir yaşam yaratırız. (5) Tarihe baktığımızda bu düşünceye ilham olan kişilerden biri Galileo. Galileo mühendis, matematikçi ve birçok ünvana sahip. Fakat, onu ilham kaynağı yapan ünvanlarından biri teleskobun yaratıcısı olması. Galileo teleskobu icat ederek bir gerçeğin nasıl yeniden inşa edilebileceğini gösterdi. İnsanlar Jupiter’in 4 ayını görebiliceklerdi. O zamanın inançları ve gerçeklerine bakıldığında, gökyüzüne bakabilmek akla gelmeyecek bir düşünceydi. Bu icat onun gelecek algısı ve oluşan resme ne kadar bağlı olduğunu gösterdi. (6)

Yazdıklarım genel olarak toparlarsam;

Gerçeklik herkese göre değişen ve anlamı bulunan duruma göre çeşitlilik de getiren bir şey. Bundan dolayı aynı gözüken olaylar ve durumlar farklı şekilde görülebiliniyor. (7) Bu maalesef fikir ayrılıkları ve sonra da dünyanın geleceğini tehlikeye sokabilecek sonuçlara yol açabiliyor. Bizim yapmamız gereken farklılıkları avantaja çevirip Galileo’nun yarattığı gibi potansiyellerimizin birleştiği yeni bir gerçeklik yaratmak.(8) Biz bir şeyin parçasıyız ve o da bizim. Getirdiği farklı bakış açıları ile koçluk bu şekilde çok güzel bir araç. Bir şeyi düşünürken kendimize neden, nasıl, ne ve kim için sorularını sormamız gerekiyor. (9) Bu soruları sorarken kıvılcım anını kullanmamız gerekiyor. Malcolm Gladwell kitabında kıvılcım anı dediğimiz anı şu şekilde tanımlıyor;

Bir fikrin, bir trendin veya davranış biçiminin, herhangi bir nedenle bir eşiği aştıktan sonra hızla yayılmaya başladığı o büyülü nokta.

Kitabın kabında sorduğu “Küçük şeyler nasıl büyük farklar yaratır?” sorusu da gerçekten akılda kalıyor. Bu büyülü nokta insanların biz olarak taze bir bakış açısı yaratmasını sağlayan araç. (10) Bu nokta ile daha sürdürebilir bir gelecek daha hızlı oluşur ve torunlarımıza yaşanabilir bir dünya bırakırız. (11) Yazımı bitirirken izninizle size son bir soru sormak istiyorum; O küçük şeyleri farkettiğinizde hayatınızda nasıl farklılıklar görürsünüz?

(1) 21st Century Coaching Reality, son güncelleme 2018, https://theworldgame.org/en/21st-century-coaching-reality

(2) Podcast: The World Game with Marilyn Atkinson, son güncelleme 26 Mart, 2019, https://erickson.edu/podcast-world-game-marilyn-atkinson

(3) Podcast: The World Game with Marilyn Atkinson, son güncelleme 26 Mart, 2019, https://erickson.edu/podcast-world-game-marilyn-atkinson

(4) Podcast: The World Game with Marilyn Atkinson, son güncelleme 26 Mart, 2019, https://erickson.edu/podcast-world-game-marilyn-atkinson

(5) About WG, erişim 18 Mayıs, 2019,https://theworldgame.org/en/about-wg

(6) Marilyn Atkinson, The Vision Of Galileo – Part one, erişim 16 Haziran, 2019 https://theworldgame.org/en/the-vision-of-galileo

(7) Peter Stefanyi, Facts in a complex world are observer dependent, son güncelleme Mart 2019, https://theworldgame.org/en/facts-in-a-complex-world-are-observer-dependent

(8) Marilyn Atkinson, The Vision Of Galileo – Part one, erişim 16 Haziran, 2019 https://theworldgame.org/en/the-vision-of-galileo

(9) Podcast: The World Game with Marilyn Atkinson, son güncelleme 26 Mart, 2019, https://erickson.edu/podcast-world-game-marilyn-atkinson

(10) Malcolm Gladwell The Tipping Point – Kıvılcım Anı kitabının tanıtım bülteni*

(11) Podcast: The World Game with Marilyn Atkinson, son güncelleme 26 Mart, 2019, https://erickson.edu/podcast-world-game-marilyn-atkinson

İnsan ve makaklar nasıl duyuyor?

Kanada’da bulunan McGill Üniversite’sinin yaptığı araştırmaya göre müzik dinlemek dopamin hormonu, mutluluk hormonu, salgılıyor. Araştırma 217 öğrenci üzerinde yapılmaya başlanıyor ve müziğe verdikleri tepkilere göre 8 kişi ile devam ediliyor. Beynimiz en başından beri müziği anlamaya programlı. Fakat yapılan araştırma müziğin insan üzerindeki başka bir etkisini gösteriyor. (1)

Müzik dinlemek yukarıda da yazıldığı gibi biz insanları mutlu eden ve bilimsel olarak vücudumuzda da başka etkiler yaratıyor. İnsanlara benzeyen bir başka hayvan ise maymunlar. Nörobilimci Bevil Conway yaptığı çalışmalardan sonra insan ve maymunların benzer görme sistemlerine sahip olduğunu buluyor. O dönemlerde onunla beraber MIT Üniversitesi’nde bulunan Sam Norman- Haignere’n çalışmalarını takip eden Conway onunla iddaya girerek insan ve maymunların benzer şekilde duyduğunu da savunuyor. Bu keyifli idda ile deneye başlıyorlar. (2)

Deney nasıl yapılıyor? Nasıl sonuçlanıyor?

Deney 6 insan ve 5 makak maymunu üzerinde yapılıyor. Deneyin sonunda maymunların perdeli sesleri bizden farklı duydukları ortaya çıkıyor. (3) Daha basit bir şekilde anlatmak gerekirse; maymunlar Tchaikovsky‘i bizim duyduğumuz keyifli ve enstrumanların etkilerini duyduğumuz gibi duyamıyor. Onlar Tchaikovsky‘i daha boğuk duyuyor. (4)

Bu farklılık ne gösteriyor?

Deney sırasında Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme (fMRI) kullanılıyor. İnsan beyninde perdeli sesler dinletildiğinde daha fazla yerin çalıştığı gözüküyor. Yapılan olası açıklamalardan biri insan beyninin konuşma ve müzik ile ilerlemesi. İnsanların duyma yetenekleri konuşma ve müzik ile evriliyor. (5)

Yazıyı genel olarak toplarsam;

İnsanlar makak maymunları ile benzer şekilde görse bile perdeli sesleri daha ileri şekilde duyuyor. Deney merak uyandıran sonuçlara bakarsak yeni çalışmalara yön verecek gibi gözüküyor. (7)

(1) Kimberly Sena Moore , Why Listening to Music Makes Us Feel Good, son güncelleme 20 Ocak, 2019, https://www.psychologytoday.com/intl/blog/your-musical-self/201101/why-listening-music-makes-us-feel-good

(2)Neuroscience News , Our brains appear uniquely tuned for musical pitch, son güncelleme 10 Haziran, 2019, https://neurosciencenews.com/music-pitch-brain-14202/

(3) NPR News ,A Musical Brain May Help Us Understand Language And Appreciate Tchaikovsky, son güncelleme 10 Haziran, 2019, https://neurosciencenews.com/music-pitch-brain-14202/

(4) NPR News ,A Musical Brain May Help Us Understand Language And Appreciate Tchaikovsky, son güncelleme 10 Haziran, 2019, https://neurosciencenews.com/music-pitch-brain-14202/

(5) Neuroscience News , Our brains appear uniquely tuned for musical pitch, son güncelleme 10 Haziran, 2019, https://neurosciencenews.com/music-pitch-brain-14202/

(6) Neuroscience News , Our brains appear uniquely tuned for musical pitch, son güncelleme 10 Haziran, 2019, https://neurosciencenews.com/music-pitch-brain-14202/

Koçluk Nedir? Tam Olmak

Tamlık nedir? Nasıl tam olabiliriz?

Tamlık bütünlüğün olma durumudur. Bir insanın tam olma hali ise beyin, kalp ve bağırsak – dilimizde sezgi ve içgüdü anlamına gelen gut feeling– üçlüsünün dengede olduğu zaman. Bunlar üç temel düşünce ve karar verme merkezlerimiz. Onları iletişim içinde tutan ise vagus siniri. Vagus siniri merkezi sinir sisteminde bütün sistemi dolaşan sinir. Latince anlamı ise tam olarak da dolaşan sinir. Dolaşan kelimesi sinirin hem fiziksel hem de zihinsel anlamda onun bizim için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Fiziksel anlamda beyin, kalp ve bağırsak üçgenini bağlarken, dolaşan kelimesini gezgin anlamında da düşündüğümüzde içimizdeki merakı canlı tutuyor. (1)

Yazıma neden vagus siniri hakkında yazarak başladım?

Koçluğun tanımlarından biri -kendi metaforumla- temiz bir odada olmak. Nasıl bunu yazabilirim diye düşünürken kaynaklar beni vagus sinirine götürdü. Kısa bir beyin fırtınası ve araştırma yaptıktan sonra beyaz bir odada olmanın benim için tam olmak olduğunu anladım.

Tam olmak neden önemli?

Tam olmak çözüm odaklı koçluğun Milton Erickson’ın da söylediği gibi her insanın tam ve bütün olduğunu destekleyen tanımlarından biri. Erickson’ın ilkelerinden devam edersek, her insan ihtiyaç duyduğu kaynaklara sahip. Fakat; öz farkındalık olmadan kaynakları göremeyiz. Öz farkındalık vagus siniri ve koçluğun insanlara ortak katkısı. Biraz daha açıklamamız gerekirse, tam olmak istediğimiz her şeyin olduğu, istediğinizi bildiğiniz ve azla çok olduğumuz durum.

Öz farkındalık için neler yapmalıyız?

Kendimizi anlamamız ve keşfetmemiz çok önemli. Herkesin potansiyeli farklıdır. Önceliklerimiz ve hayatımızı da bu potansiyele göre şekillendirmeliyiz. Daha edebi açıklamak gerekirse, herkes kendi hikayesinin kahramanıdır. Hikayenizde dağların mı yoksa denizlerin mi olacağını siz bilebilirsiniz. Sadece siz oralarda ilerleyebilir ve ilerlerken neleri kullanabileceğinizi bilebilirsiniz. Sihir düşündüğünüzden de gerçek bir şey. Aslında her değişim o büyük sihrin bir parçası. Bir şeyin tam da istediğiniz gibi olması için sihirli bir değneğin ucundan çıkan parıltıya gerek yok. Kendinizi ne kadar iyi tanıyorsanız o kadar o değnek ve ucundaki parıltısınız. Bir şeyi niyet edip ona odaklanırsanız istediğiniz her şey gerçekleşir. (2) Kaynak ne kadar size aitse dileğinizin gerçekleşmesi o kadar mümkündür. Bundan önceki yazımda da yazdığım gibi “Bunu gerçekten istiyor muyum?” sorusu bir şeyi isteyip istemediğinizi gösterir.

Genel olarak yazıyı toplamak gerekirse;

Tam olmak benim için koçluğun önemli tanımlarından biri. Çözüm odaklı koçluk ile tanıştığımda deneyimlediğim en güzel şeylerden biri tam olmayı öğrenmek oldu. Bunun içinse öz farkındalık en önemli etken. Biz insanlara biyolojik olarak da baktığımızda sinir sistemimiz tam olmamız için bize bütün kaynakları sunmuş. Nasıl hislerimiz deneyimlerle oluşuyor (3), vücudumuz da iç dengemizi korumak için her şeye sahip. Bu bütünlüğü korumak için de tam da ihtiyacınız olan kaynağa sahipsiniz. Bu kaynağın sizde olduğu farkındalığında bir yap-boz olsanız tam olmak için neler yapardınız?

(1) ”ICF Turkey Talks #11 – Ebru Oğuş, PCC – Koçun Varlığı ve Farkındalığı”, YouTube Video, 10:27, “ ICF Türkiye” , 4 Nisan, https://youtu.be/8yJ7lh2hgAA

(2) Aligning Intention and Attention to Achieve Dream Life, son güncelleme 13 Kasım, 2018, https://erickson.edu/aligning-intention-and-attention-achieve-your-dream-life

(3)Feldman Barret, Lisa. “ You aren’t at the mercy of your emotions – your brain creates them” Filmed 2017. TED video, 18:28. https://www.ted.com/talks/lisa_feldman_barrett_you_aren_t_at_the_mercy_of_your_emotions_your_brain_creates_them

Gülmek Nedir?

Kitaplarınızı okurken nasıl bir rutine sahipsiniz? Gece uyumadan önce okuduğunuz kitap ile gündüz veya tatillerde okuduğunuz kitaplar arasında farklılık var mı? veya belli türleri daha fazla sevmenizin sebepleri neler?

Bir kitabı ne zaman okudunuz ve hangi türleri tercih ettiğiniz keyifle okuduğunuz kitapları anlamanızı sağlıyor. Daha açık konuşmak gerekirse; geceleri ve tatil gibi keyifli olduğunuz zamanlarda daha kolay okuyorum diye tanımladığınız kitapları seçerken gün için içi veya diğer zamanlarda okumanız gereken ve daha ciddi olarak tanımladığınız kitapları okuyorsunuz. Keyifli ve daha ciddi olması seçimlerinizi yaparken düşünce sisteminizi oluşturan iki kriter. Bugün yazımda keyfin bir parçası olan gülmeye odaklacağım. Gülmenin biyolojik ve nörolojik sebeplerinden bahsederken sosyal anlamda da ne kadar önemli olduğunu da ekleyeceğim.

Öncelikle gülmek nedir?

Türk Dil Kurumu’na göre gülmenin anlamı “İnsan, hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak.” TDK genel anlamda gülme eylemini en bilinir ve gözlemlenebilir bir şekilde tanımlıyor. (1) TDK’ya ek olarak University College London ‘da bulunan Sophie Scott ve Robert Provine gülmenin sosyal ve bilimsel olarak nasıl oluştuğunu anlatıyor.

Güldüğümüzde vücudumuzda neler oluyor ve bilimsel olarak nasıl tanımlarız?

Gülmek kaburgamızda oluşan fiziksel bir eylem. Genel olarak anlatmak gerekirse havanın girip çıkmasıyla oluşuyor. Gülmenin vücuda birçok faydası bulunuyor. (2)

Bilimsel olarak gülmeye baktığımızda ise genlerimiz tarafından içgüdüsel olarak programlanmış bir davranış olduğunu görüyoruz. Benzer sonuca götürecek başka bir bakış açısı ise primitif bir ifade şekli. (3)

Sosyal ve bilimsel olarak gülmek nedir?

Scott ve Provine konu hakkında benzer şeyler paylaşıyorlar. Provine yazısında gülmeyi öncelikle insanları yakın tutan bir sosyal sesli ifade şekli olarak tanımlıyor. Bu tanıma göre gülmek için bizi tetikleyecek bir konum gerekiyor. (4) Yapılan deneylere göre insanlar, maymunlar ve fareler gülüyor. İnsanlar ve maymunlar gülmeyi büyüdükçe öğrenip gerçek ve sahte gülmeyi ayırabilirken fareler her gülmeyi aynı şekilde algılayabiliyor. (5) Bundan dolayı yazımın devamında özellikle maymun ve insanlardan bahsediyor olacağım. Gülmek deminde yazdığım gibi sosyal bir ifade sistemi. Topluluk içinde olduğunuzda gülme ihtimaliniz %30 artıyor. Gülmek bir şeyden gerçekten keyif almak dışında karşınızdakini anladığınızı da gösteriyor. (6) Ne kadar karşımızdakinin yüz ifadelerini görebiliyorsak da o kadar fazla gülme ihtimalimiz artıyor. (7)

Günde ne kadar gülüyoruz?

1.200 öğrenci üzerinde yapılan araştırmaya göre o an konuşan kişiler dinleyenlerden %50 daha fazla gülüyor. Güldükleri ifadelere bakılınca da “Neredeydin?” gibi yorumlara da gülünüldüğü dikkat çekiyor. (8)

Genel olarak bir sayı verecek olursam günde 17 kez gülüyoruz. (9) Provine’nın çalışmasını da kullanan Scott insanların 10 dakikalık konuşmalarda 7 kere güldüğünü söylüyor. (10) Deminde yazdığım gibi gülmek sosyal bağlarımızı koruduğumuz bir araç oluyor. Gülünen ilişkilerde insanlar beraber daha iyi hissediyor ve bu ilişkiler daha uzun süre devam ediyor. (11)

Cinsiyetlere göre gülmeyi nasıl ayırabiliriz?

Yapılan araştırmalara göre kadınlar erkeklere göre daha fazla gülüyor. Kadınlar onları güldüren erkeklerden hoşlanır ifadesi gerçekten bir kadının kriterlerini yansıtıyor. (12) Gülünen ilişkilerin daha uzun sürmesi ve kadınların daha fazla gülmesine ek olarak kadınların güldüğü ilişkilerin de daha fazla sürdüğü görünüyor. (13) Provine erkek ve kadınların ilişkilere bakış açısını kullanarak anlatıyor. Kadınlar kendini güldüren erkekleri beğenirken, erkekler de kadınları güldüren konumuna geliyor. (14) Scott erkeklerin kalben, içten, gülen kadınların varlığından daha fazla keyif aldığını da ekleyerek Provine’nın çalışmasını destekliyor. (15)

Dil olarak gülmek

Dünyada lehçeleriyle beraber konuşulan 7.000 den fazla dil var. Fakat 7.500 milyar insanın konuştuğu ortak dillerden birisi gülmek.(16) Scott Namibia’da yaptığı bir gözlemde insanların dil farketmeksizin gülmeyi anladıklarını paylaşıyor. (17) Scott’u dinlerken aklıma geçen sene izlediğim Lisa Feldman Barret’in TED konuşması aklıma geldi. Barret deneyimlerimizin hislerimizi ve hislerimizin de vücut dilimizi etkilediğini söylüyor. Boş bir hastane koridoru ile bir kurabiyeye baktığımızda gördüğümüz şeyin aynı ama verdiğimiz anlam ile hissettiğimiz şeyin farklı olduğunu belirtiyor. (18) Bugüne döndüğümde gülmenin nerede ve nasıl bir koşul da olursak olalım aynı anlama geldiğini görebiliyoruz. (19)

Konuyu toparlamak gerekirse;

Gülmek günlük hayatımızın en keyif verici eylemlerinden biri ve birçok açıdan ele alınabilecek yapıya sahip. Sosyal ve bilimsel açılardan zengin açıklamalar ile heyecan verici olumlu bir his. Scott’un da söylediği gibi diğer duygulardan daha az araştırılmış. Fakat bulunan az sayıda bulgular ne kadar ilham verici bir yolun açıldığını gösteriyor.

(1) gülmek, erişim 30 Mayıs, 2019, http://sozluk.gov.tr/

(2) Scott, Sophie. “ Why we laugh” Filmed 2015. TED video, 17:04. https://www.ted.com/talks/sophie_scott_why_we_laugh

(3) Robert Provine, The Science of Laughter, son güncelleme 1Kasım, 2000, https://www.psychologytoday.com/intl/articles/200011/the-science-laughter

(4) Robert Provine, The Science of Laughter, son güncelleme 1Kasım, 2000, https://www.psychologytoday.com/intl/articles/200011/the-science-laughter

(5) The Science of Laughter, son güncelleme 5 Mayıs, 2017, http://serious-science.org/the-science-of-laughter-8142

(6) Scott, Sophie. “ Why we laugh” Filmed 2015. TED video, 17:04. https://www.ted.com/talks/sophie_scott_why_we_laugh

(7) The Science of Laughter, son güncelleme 5 Mayıs, 2017, http://serious-science.org/the-science-of-laughter-8142

(8) Robert Provine, The Science of Laughter, son güncelleme 1Kasım, 2000, https://www.psychologytoday.com/intl/articles/200011/the-science-laughter

(9) “The Science of Laughter”, YouTube Video, 06:30, “ Big Think” , 23 Nisan, 2012, https://youtu.be/jFZuZcvctu0

(10) Robert Provine, The Science of Laughter, son güncelleme 1Kasım, 2000, https://www.psychologytoday.com/intl/articles/200011/the-science-laughter

(11) Scott, Sophie. “ Why we laugh” Filmed 2015. TED video, 17:04. https://www.ted.com/talks/sophie_scott_why_we_laugh

(12) Robert Provine, The Science of Laughter, son güncelleme 1Kasım, 2000, https://www.psychologytoday.com/intl/articles/200011/the-science-laughter

(13) Scott, Sophie. “ Why we laugh” Filmed 2015. TED video, 17:04. https://www.ted.com/talks/sophie_scott_why_we_laugh

(14) Robert Provine, The Science of Laughter, son güncelleme 1Kasım, 2000, https://www.psychologytoday.com/intl/articles/200011/the-science-laughter

(15) Scott, Sophie. “ Why we laugh” Filmed 2015. TED video, 17:04. https://www.ted.com/talks/sophie_scott_why_we_laugh

(16) “ Gülmesini Bilmeyen Dükkan Açmasın ︱Gani Müjde ︱TEDxAltinbasUniversity ”, YouTube Video, 18:47, “ TEDx Talks” , 21 Mayıs, 2019, https://youtu.be/7M8geSarick

(17) The Science of Laughter, son güncelleme 5 Mayıs, 2017, http://serious-science.org/the-science-of-laughter-8142

(18) Feldman Barret, Lisa. “ You aren’t at the mercy of your emotions – your brain creates them” Filmed 2017. TED video, 18:28. https://www.ted.com/talks/lisa_feldman_barrett_you_aren_t_at_the_mercy_of_your_emotions_your_brain_creates_them

(19) The Science of Laughter, son güncelleme 5 Mayıs, 2017, http://serious-science.org/the-science-of-laughter-8142

Koçluk Nedir? İstemeyi Öğrenmek

Varsayın bugünden geleceğe tam da sizi yansıtan bir isteğiniz var ve gerçekleşmesini istiyorsunuz. Nasıl istersiniz?

Aslında cevaplaması çok kolay bir soru. Benim aklıma istediğim şeyi paylaşmak veya yazarak ona ulaşmak için neler yapabileceğimi düşünmek geliyor. Fakat, isteğinizin duyulması ve gerçekleştirmesi için atmanız gereken çok önemli bir adım var; en net ve basit şekilde istemek. Aynı anda iki veya daha fazla şeyi isterseniz istekleriniz gerçekleşmeyebilir. Birşeyi isterken tekil ifadeler kullanmanız gerekir. Örnek vermek gerekirse; “Bugün bu ve şu işim bitsin.” birşeyi istemek için karışık bir ifade. Böyle bir durumda isteğinizi önceleliklerinize göre sıralandırmanız gerekir.

Öncelik koymak neden önemli?

Bir şeye öncelik koymak yolunuzu netleştirir. İstediklerinize daha kısa yollardan ulaşabilirsiniz.

Öncelikleri nasıl belirleyebilirsiniz?

”Bunlardan hangisini öncelikle istiyorum?” ve “ Bunlardan hangisi beni tam da istediğim noktaya götürür?” gibi sorular öncelik belirlemenizde faydalı olacaktır.

Koçluğun istemeyi öğrenmek ile nasıl bir bağlantısı var?

Koçluk görüşmelerinde koçların belki de en önemli görevlerinden biri koçluk alan kişi odaklı ucu açık kuvvetli sorular sorarak yönlendirme yapmadan ilham vermektir. Görüşme sırasında kişinin odağını birşeye indirir ve sadece onu düşünmesini sağlar. Böylece koçluk alan isteğini daha kuvvetli bir şekilde iletir. Marlyn Atkinson bir yazısında niyet etme ile dikkat konusunda bahsediyor. İkisinin birleştiği yerde istekleriniz en başından arzuladığınız şekilde gerçekleşiyor. (1)

Niyet ve dikkati nasıl birleştirebilirsiniz?

Burada bir şeyi tam olarak istemek çok önemli. Bir şeyi ne kadar çok isterseniz, gerçekleşmesi o kadar hızlı olur. Bazen başka kişilerin, hatta film kahramanları gibi olmayan kişilerin isteklerini de, kendimizin gibi algılayabiliriz. Bu noktada “Bunu gerçekten ben mi istiyorum?” sorusu çok faydalı olabilir. Bir şeyi isteme derecemiz ona verdiğimiz dikkati oluşturur. Bir örnek vermek gerekirse; arkadaşınızla ortak bir konuya ilgi duyuyorsanız arkadaşınızın istekleri de sizinmiş gibi gözükebilir. Bir arkadaşınız bir şarkıcıyı seviyor diye siz de aynı şarkıları dinliyor hatta söylüyor bile olabilirsiniz.

Niyetin nereden geldiğini anlamak bundan dolayı oldukça önemlidir. (2)

Ek olarak Dr. Joe Dispenza niyet konusunda çok değerli bir açıklama yapıyor. Niyet etme ile insanlar beyinlerinde oluşan bir fotoğraf yaratıyorlar. Burada önemli olan o fotoğrafta gördüğünüzü kararlı bir şekilde yaşıyor hale gelmeniz. Başka bir deyişle niyetinizi korumak. Bu noktada tamlık hissini onu yaşayan halinize geçirmeniz ve bilinçaltınıza gerçekliğini kanıtlamanız gerekiyor. (3)

Konuyu toparlamak gerekirse;

İstemeyi öğrenmek benim şahsi olarak deneyimlediğim ve herkesin de yaşamasını istediğim bir durum. Erickson Koçluğu hem koçluk alan hem de koç konumlarımda bana gerçekten isteme ile istediğimi sanma arasındaki farkı gösterdi. Niyet ve dikkat istemenin en önemli etkenleri. Bu ikisini birleştirdiğinizde herşey kolayca istediğiniz gibi olur.

(1) Aligning Intention and Attention to Achieve Dream Life, son güncelleme 13 Kasım, 2018, https://erickson.edu/aligning-intention-and-attention-achieve-your-dream-life

(2) Aligning Intention and Attention to Achieve Dream Life, son güncelleme 13 Kasım, 2018, https://erickson.edu/aligning-intention-and-attention-achieve-your-dream-life

(3) ”Dr. Joe Dispenza Defining Intention”, YouTube Video, 22:24, “ Rewire Me” , 2 Kasım, 2015, https://youtu.be/WP1yPCLJ6_s

VEST

Varsayın bir bilim dalında uzmansınız ve bir şey icat edeceksiniz. Bu ne olur?

Ben bir bilim insanı olsam, hem bilimsel hem de sosyal alanlarda yeni icatlara ilham verecek ve insaların güncel ihtiyaçlarını karşılayacak bir şey tasarlardım. Bu tasarladığım şey veri işleme anlamında önceki icatlardan farklı özelliklere sahip olurdu. Amacım sadece bilimsel değil sosyal alanlarda da yeni fikirlere ilham vermesi olurdu.

Günümüz dünyasında ilgimi çeken ne var?

Günümüz dünyasına baktığımızda ilgimi çeken çok disiplinli, multidisipliner, alanlar var. Fakat, şu günlerde yapay zeka ve birçok alanda teknolojiye insani boyut katan nöroloji hepsinden daha fazla dikkatimi çekiyor. Nöroloji insan beyininin yapısını teknoloji ile sonuç verici şekilde birleştiriyor ve yeni derinlikler kazandırıyor. Son zamanlarda nöroloji ve teknoloji alanlarında çalışmalarını takip ettiğim bilim insanı ise David Eagleman. Bulmuş olduğu yelek teknoloji dünyasında veri toplama ve düzenleme sistemlerinden farklı olarak veriyi hissedebilmeyi ön plana çıkartıyor. (1)

Veri hissetmek nedir? His ile veri nasıl birleşebilir?

Eagleman beyni gelen veriyi nereden geldiği önemli olmaksızın hisse dönüştüren bir organ olarak tanımlıyor. Beyin gelen bilgiyi hisse dönüştürerek deneyimlerimizi oluşturuyor. Beynin bu yapısını kullanarak işitme engelli kişilerin çevrelerindeki sesleri hissedebileceği bir yelek tasarlıyor. Yelek ile kişiler çevrelerini deneyimle konusunda yepyeni bir algıya sahip oluyorlar. (2)

VEST nedir?

VEST’in açılımı Versatile Extrasensory Transducer. (3) Bu yelek işitme engelli insanlar için geliştirilmiş. İnsanlar çevrelerinde duydukları sesleri yelekte bulunan küçük sensörler ile hissediyorlar. 2014 yılında David Eagleman öğrencisi Scott Novich ile buluşlarını insanlarla paylaştı.(4)

VEST ne amaçla üretildi? Nasıl çalışır?

Eagleman, TED konuşmasında çok ilginç bir bakış açısı ile konuya giriş yaptı. Canlılar ve insanlar çevrelerini biyolojik yapıları ne kadar izin verirse o kadar algılayabiliyor. Bu da canlıların gerçekliğini gösteriyor. Eagleman yelek ile gerçekliklerini genişletmeyi amaçlıyor. Hatta yeni duyular bile kazandırmak istediğini belirtiyor.

İnsan beyni elektro kimyasal sinyaller ile çalışıyor. Yelek çevreden gelen sesleri titreşimlere dönüştürerek beyne iletiyor ve kişi sesleri ayıracak şekilde anlayabiliyor. Yapılan denemelere de bakılırsa hızlı bir öğrenme gerçekleşmiş. Yeleği deneyenler seslerin kaynaklarını ayırıp sesleri tanımlayabiliyor.(5) Yelek şuan üretime girmiş durumda ve West World’un 2. sezonunda “Les Écorchés” bölümünde kullanıldı. Bu fikri ortaya atan da Eagleman’dan başkası değildi. Dizide kullanılan teknolojinin gerçek hayatta da kullanabilir olması medyanın da ilgisini çekti. (6)

Yelek Westworld’a nasıl ilham oldu?

Nolan kardeşler alanlarında uzman danışmanlar ile çalışıyor. Eagleman da dizinin danışmanlarından biri. Diziyi kısaca anlatmak gerekirse; dizi robotların bulunduğu bir evrende geçiyor. Robotlar insan gibi karar verip yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Dizide günümüzde ileri teknoloji şeklinde adlandırabileceğimiz araçlar bulunuyor. (7)

Eagleman 2017 yılında 2014 yılında tanıttığı yeleği baz alarak yer bulma teknolojisine sahip bir haptik yelek fikrini veriyor. Yelek robotların birbiri ile iletişim kurmasını sağlıyor. Yeleğin amacı tehlikeli robotların yerlerini belirlemek. Yelek satışa sunulmuş ve gerçekten de işitme engelli insanlara ameliyat olmak dışında daha ucuz bir alternatif sunuyor. (8)

Neden V.E.S.T hakkında bir yazı yazdım?

Nöroloji bilimi beynin biyolojik yapısı ile teknolojinin birleştiği bir nokta. Beynimizde bulunan nöronlar ile davranışlarımız şekilleniyor. Bu konunun bu kadar ilgi görmesi diğer çalışmalardan daha fazla dikkatimi çekti. Eagleman bu alanda ilgi çeken heyecan verici isimlerden biri. Veriyi hissetmek (9) teknolojiyi düşünmediğimiz bir evreye sokuyor.

(1) “How to Hear the World through Your Back.” İdeas.ted (blog), 17 Mart, 2015. Accessed May 22, 2019. https://ideas.ted.com/how-to-hear-the-world-through-your-chest/.

(2) Helen Walters, How to Hear the World through Your Back. İdeas.ted (blog), 17 Mart, 2015. Erişim 22 Mayıs, 2019. https://ideas.ted.com/how-to-hear-the-world-through-your-chest/.

(3) Helen Walters, How to Hear the World through Your Back. İdeas.ted (blog), 17 Mart, 2015. Erişim 22 Mayıs, 2019. https://ideas.ted.com/how-to-hear-the-world-through-your-chest/.

(4) Eagleman, David. “Can we create new senses for human?” Filmed 2015. TED video, 20:34. https://www.ted.com/talks/david_eagleman_can_we_create_new_senses_for_humans

(5) Eagleman, David. “Can we create new senses for human?” Filmed 2015. TED video, 20:34. https://www.ted.com/talks/david_eagleman_can_we_create_new_senses_for_humans

(6) Jeremy Hsu, Real ‘Westworld’ Haptic Vests Better Than Fiction, son güncelleme 8 Haziran, 2018, http://blogs.discovermagazine.com/lovesick-cyborg/2018/06/08/real-westworld-haptic-vests-better-than-fiction/#.XOQfyLKhmfB

(7) Westworld Dizisindeki Teknolojiye Gerçek Hayatta Ne Kadar Yakınız?, son güncelleme 28 Kasım, 2018, https://seyler.eksisozluk.com/westworld-dizisindeki-teknolojiye-gercek-hayatta-ne-kadar-yakiniz

(8) Jeremy Hsu, Real ‘Westworld’ Haptic Vests Better Than Fiction, son güncelleme 8 Haziran, 2018, http://blogs.discovermagazine.com/lovesick-cyborg/2018/06/08/real-westworld-haptic-vests-better-than-fiction/#.XOQfyLKhmfB

(9) Helen Walters, How to Hear the World through Your Back. İdeas.ted (blog), 17 Mart, 2015. Erişim 22 Mayıs, 2019. https://ideas.ted.com/how-to-hear-the-world-through-your-chest/.

Koçluk Nedir?

Dünya değişiyor ve yaşam için dinamiklere de yansımaları oluyor. Yıldızlara gerçekten ulaşabilip Mars’dan arsa alabildiğimiz bir zamanda yaşıyoruz. Dünya teknoloji, ekonomi, iletişim ve bilimin gelişmesiyle yaşanılması heyecanlı bir yere dönüşüyor. Şuan üstünde bulunduğumuz dünya yenilik ve gelişim dolu. Küçük ve büyük arasında o kadar da fark yok. (1) Tek fark sizin zengin kaynaklarınızı nasıl kullandığınız.

Herşey bu kadar olağan ve neredeyse eşitse biz neler yaparsak kuvvetli bir adım atabiliriz?

21. Yüzyıl insanların kendine dönmeleri için en iyi zaman. (2) Kendimize odaklanıp gerçekten neleri istediğimizi anlamak bizi en ileriye götürecek adım. Bunun içinde kendimize sorular sorup onunla beraber yürüyebiliriz. Farkındalık ve bütünlük bize tam da istediğimiz o konuma gideceğimiz yolu getirecektir.

Çözüm Odaklı Koçluğun katkıları neler?

Çözüm odaklı koçluk kişisel farkındalık ve bütünlük için araç sağlayacak alanlardan biri. Aslında her davranış ve inancımız beynimizde nöronların birbirleri ile bağlantılı olmasıyla oluşuyor. Hergün bu bağlantıların yenileri oluşarak yeni alışkanlıklar ve seçimlerimizi yaratıyor. (3) Çözüm odaklı koçluk bu bağlantılar oluşurken bizi en çok destekleyecek ucu açık güçlü sorular ile dilediğimiz o konumu ulaşabilinir bir nokta haline getiriyor. Sizinle bir kaç noktadan oluşan koçluk tanımı hakkında yazılar paylaşacağım. Fakat, koçluk hakkında genel olarak konuşmak gerekirse, Milton Erickson’ın ilkeleri koçluğu en açık şekilde anlatan kuramlardan biri. Erickson 5 ilke ile insanların ne kadar muhteşem varlıklar olduğunu anlatıyor. İlkeler;

Her insan tam ve bütün.

Her insan ihtiyaç duyduğu kaynaklara sahip.

Her insan o anda bildiğinin en iyisini seçtiğini.

Her davranışın altında olumlu bir değer olduğunu.

Değişimin kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.

Marilyn Atkinson bir yazısında prensipleri yüz güldürecek çok güzel bir şekilde anlatıyor. Kısaca yazacak olursam; farkında olmadığın o kadar fazla kaynak ve o kaynakları bulacağın yolun var ki dış kaynaklara ihtiyacın düşündüğünden daha az diyor. (4)

Bir çözüm odaklı koç bu katkıları ne yaparak sağlar?

Çözüm odaklı koçun tek aracı ucu açık güçlü sorular. Koçluk alan kişiye bu soruları sorarak ona yolunda ilerlemesi için ilham veriyor. Yolun başından sonuna kadar tek lider koçluk alan kişi.

Genel olarak Çözüm Odaklı Koçluğa Bakış nasıl olur?

Dünyanın hızla değiştiği ve kişisel farkındalığımızın en önemli şeylerden biri olduğu bir çağda yaşıyoruz. Makineleşme, teknoloji ve diğer alanlardaki gelişmeler bizlere inanılmaz kaynaklar sunarken kendimizi daha iyi tanımalı ve bu kaynakları kişisel gelişimimizi de olumlu etkileyecek şekilde kullanmalıyız. Makineleşmenin hızlanmasıyla beraber insanları olumsuz yönde etkileyebilecekken bunu aşmak için kendimizi iyi tanımalı ve seçimlerimizi kendimizi tanıyarak yapmalıyız. Çözüm odaklı koçluk bakışı ile bugünden geleceğe istediklerimizi görebilir ve yolumuzda ilerleyebiliriz.

(1) 21st Century Coaching Reality, son güncelleme 2018, https://theworldgame.org/en/21st-century-coaching-reality

(2) The Erickson Approach to Inspiring Change, son güncelleme 13 Mayıs, 2019, https://erickson.edu/erickson-approach-inspiring-change

(3) The Neuroscience of Behavior Change, son güncelleme 8 Ağustos, 2017, https://healthtransformer.co/the-neuroscience-of-behavior-change-bcb567fa83c1

(4) The Erickson Approach to Inspiring Change, son güncelleme 13 Mayıs, 2019, https://erickson.edu/erickson-approach-inspiring-change