Çocuklarda Ten Rengi Algısı

TBWA/Belgium 18 Mart tarihinde Mater Dei İlkokulu’nda Samen Onderwijs Maken (SOM) için çocukların ten rengi algısını ölçen bir deney yaptı. Deneyde öğrencilere boyamaları için bir çocuk figürü verdiler. İlk olarak, çocuğun üstünü yeşil saçını da turuncuya boyamalarını söylediler. Çocuklar direktifi takip ettikten sonra, teni kendi boyamalarını istediler. Çocukların ten rengi için seçtikleri renk dikkatleri çekti. Çocukların hepsi, farklı ten renklerine sahip çocuklar vardı, ten renkleri ne olursa olsun açık pembeyi seçti. (1)

Deneyin devamı 21 Mart Irkçılığa Karşı Uluslararası Günü‘nde yapıldı. Çocuklara bu sefer hiç bir direktif verilmedi. Çocuklar ilkinden farklı olarak, daha çok kendilerine benzeyen şekilde boyadılar. (2)

Açık pembenin önemi nedir?

Demin de yazdığım gibi, çocuklar ten rengi olarak birbirlerinden farklıydı. Çocukların bu seçimi yapması gördükleri insan modelini gösteriyor. Bigumigu’daki yazıda da belirtildiği gibi, “Çocuklar, çevresinde yaşanan gelişmeler ve olaylardan etkilenerek gelişimlerini sürdürür. Medya, öğretiler, yetişkinlerin birbirleriyle ve çocuklarla etkileşimleri çocuklar üzerinde farklı sonuçlar doğurabilir. Edinilen bu bilgiler gelişim çağında olan insanların hayat görüşlerini biçimlendirir.”. (3)

TBWA/Belgium ve SOM bu alanda farkındalığı arttırmak için 7 farklı ten rengi bulunan bir boya seti yarattı. (4) Bundan önce Crayola bu anlamda dikkat çeken markalarda birisiydi. Marka, 1992 yılında “Multicultural” adını verdikleri ve ırk ayırmadan ten renklerinin bulunduğu ürünleri tanıttı. (5)

Deney ne anlatıyor?

Deney dış etkenlerin üstümüzdeki etkisini anlatıyor. Deneyin videosunda Joost Lowyck’inde dediği gibi, “Çocuklar onlara gösterdiğimiz dünyayı görüyor.”. (6) Onlara kendileri gibi olabilecekleri bir dünya göstermemiz gerekiyor.

(1) Oğuz Gazan, Çocukların Gözünden Şaşırtan Ten Rengi Algısı, son güncelleme 23 Temmuz, 2019, https://bigumigu.com/haber/cocuklarin-gozunden-sasirtan-ten-rengi-algisi/

(2) Oğuz Gazan, Çocukların Gözünden Şaşırtan Ten Rengi Algısı, son güncelleme 23 Temmuz, 2019, https://bigumigu.com/haber/cocuklarin-gozunden-sasirtan-ten-rengi-algisi/

(3) Oğuz Gazan, Çocukların Gözünden Şaşırtan Ten Rengi Algısı, son güncelleme 23 Temmuz, 2019, https://bigumigu.com/haber/cocuklarin-gozunden-sasirtan-ten-rengi-algisi/

(4) Oğuz Gazan, Çocukların Gözünden Şaşırtan Ten Rengi Algısı, son güncelleme 23 Temmuz, 2019, https://bigumigu.com/haber/cocuklarin-gozunden-sasirtan-ten-rengi-algisi/

(5) When did you introduce Crayola Multicultural products?, erişim 2 Ağustos, 2019,

https://www.crayola.com/faq/another-topic/when-did-you-introduce-crayola-multicultural-products/

(6) Bostoen, Jeroen, director. TBWA\Belgium – SOM – The Color Experiment. Vimeo, TBWA Worldwide, 2019, vimeo.com/337592638.

Alfa-sinüklein

OHSU’da, Oregon Health & Science University, yapılan yeni bir araştırmaya göre Parkinson ve Lewy Cisimcikli Demans, Parkinson ve diğer demans hastalıkları ile bağlantılı olan bir hastalık, hastalıklarını iyileştirmek için alfa-sinüklein adındaki protein düşünülenden çok farklı bir fonksiyona sahip. Araştırmaya göre, proteinin hücre çekirdeği içindeki DNA’ların hasarlı ipliklerini düzeltme özelliği var. Bu da hücre ölümünü engelleyebileceğini gösteriyor.

Daha detaylı olarak alfa-sinüklein nasıl faydalar sağlayabilir?

Uzmanlar, Parkinson hastalığı gibi hastalıklarda hücre ölümünü engellemesinin kaybolmuş olabileceğini söylüyor. Bilim insanları yapılan deneyde proteinin bu özelliğini gözlemliyor. Bilim insanları, Lewy Cisimcikli Demans hastalığında alfa-sinükleinin beyin hücrelerinin çekirdeklerinden çekildiğini öneriyor.

Doktor Vivek Unni “Bu ilk defa DNA onarımı hakkında işlevlerden herhangi birinin keşfedilişi. Bu, hücrenin hayatta kalması için kritik öneme sahip ve Parkinson hastalığında kaybedilen bir işlev gibi görünüyor.” diyor.

Bulgular, alfa-sinükleinin işlevinin yerine geçecek yeni tedaviler tasarlamanın ya da Parkinson hastalığı ve diğer nörodejeneratif hastalıkları olan kişilerde arttırılmasının mümkün olabileceğini gösteriyor.

Bu araştırma ne anlama geliyor?

Daha basit anlatmak gerekirse, alfa-sinüklein fabrika çalışanları gibi. Bu çalışanlar uzayan kahve molası veriyor ve makineler kendi kendilerine çalışmaya devam ediyor. Alfa- sinüklein bundan dolayı Lewy Cisimcikli Demans hastalığında çok önemli bir göreve sahip. Geliştirebilinecek yeni tedavi yöntemleri ile bu hastalıklara çözümler bulunabilinir.

Neuroscience News, Discovery could lead to new treatments for Parkinson’s, other brain diseases, son güncelleme 29 Temmuz, 2019, https://neurosciencenews.com/alpha-synuclein-dna-14606/

İsim Hatırlamak

Yeni veya yeni insanlarla tanıştığınız ortamlarda konuşmalar nasıl başlar?

İlk olarak isimlerimizi söyleriz. İsimlerimiz bizi tanıtan ilk kimliğimiz. İsimlerimiz bunun dışında bizi diğer insanlardan ayıran en net farklılıklarımızdan biri. Adınız ve soyadınız kim olduğunuzu anlatır.

Tanıştıktan sonra isimleri nasıl hatırlarsınız?

İsim hatırlamak insan ilişkilerini geliştirmekte en önemli etken olabilir. Birçok uzman isim hatırlamak ve hafızayı kuvvetlendirmek için çalışma yapıyor. Yazı için kaynaklara bakarken ben de gezegenlerin sırasını öğrendim ve size hala hatırladığımı söyleyebilirim. 🙂

Hatırlamak için nasıl teknikler kullanılıyor?

Her şeyden önce bilmeniz gereken, isim unutmak bir problem değil. Kötü veya iyi hafıza diye bir şey yok, yalnış strateji var. Bir kişinin ismini hatırlayamıyorsanız, özellikle yeni bulunduğunuz ortamlarda olabilir, iyi irtiba yaratmak isteğinizden dolayı dikkatiniz dağılabilir. (1) Böyle durumlarda tanıştığınız kişilerin isimlerini hatırlamak için aşağıda yazılanları takip edebilirsiniz;

1. Reklam ve film müzikleri aklımızda kalan ve asla unutmayacağımız şeylerden olabilir. Size küçüklüğünüzün reklam müziklerini sorsam hepsi aklınıza çoktan gelmiş olabilir. Birisiyle tanışırken reklam müzikleri gibi aklınızda kalacak şekilde bağlantı kurun. Bunu sizin için en eğlenceli şekilde yapın.

2. Bağlantı kurduktan sonra, bağlantı kurduğunuz şey ile karşınızdaki kişiyi birleştirin.

3. Bir tablo varmış gibi düşünüp kişinin yüzünü ortasına yerleştirin. Tablonun ortasına koymak isimle bağlantı kurmak için çok önemli. Yoksa ismi hatırlayıp kişinin yüzünü unutabilirsiniz.

4. İsmi tekrar sormaktan çekinmeyin. İsmi tam olarak duymadığınızı veya hatırlamayacağınızı düşünüyorsanız, “ Özür dilerim, demin arkadan ses geldiği, veya başka o an olabilecek bir şey, için sizi tam olarak duyamadım. İsminizi tekrar söyler misiniz?” sorusunu sorun. (2)

Yukarıda yazanlar dışında Catherine Clifford başka yöntemler de paylaştı. Bunların en önemli noktalarından bir tanesi dikkatti. Clifford dikkatinizi karşı tarafa vermenin çok önemli olduğunu belirtti. Onun yöntemlerine bakmak gerekirse, aşağıda yazanları paylaştı.

1. Karşınızdaki insanla tanışmanın sizin için neden önemli olduğunu düşünün. Motivasyon kaynağınızı bilirseniz daha kolay isim hatırlarsınız.

2. Birisiyle tanıştığınızda kendi kendinize “Bu kişinin ismi nedir?” diye sorun. Bu soru sadece o kişiye odaklanmanızı sağlar.

3. Kişi ismini söyledikten sonra elini sıkarak “Tanıştığımıza memnun oldum Ayşe.” deyin. El sıkmak karşı tarafın ismini tekrarlayabileceğiniz sınırlı durumlardan biri olabilir.

4. Kafanızda sadece içinde bulunduğunuz muhabbet olmalı. Anda kalırsanız tam anlamıyla karşı tarafı dinleyebilirsiniz.

5. Kişinin kolay hatırlayacağınızı düşündüğünüz bir fiziksel yüz özelliğini seçin.

6. İsim ile bildiğiniz bir şey – hikaye, kişi, veya obje – arasında bir bağ kurun.

7. Kişi ile bağlantı kurduğunuz şey arasında zihinsel bir resim çizin. Örneğin Ayşe’nin soyadı Akıllı ise, onu gözünde gözlük bir kütüphanede hayal edin.

8. Uzun ve zor isimleri hafızanızda bölün. Eğer Ayşe’nin tam adı Ayşe Sevinç Akıllıoğulları ise, Ayşe’yi sevinçle akıllı ve oğulları olan bir eve girerken hayal edebilirsiniz.

9. Yüz özelliklerini görsel imajlarla bağlayın. Ayşe’nin gözleri parlaksa gözünden ay ışığının çıktığını düşünebilirsiniz.

10. Konuşma bittikten sonra “Görüşmek üzere Ayşe.” diyerek vedalaşın.

11. Günün sonunda ismi tekrar düşünün. (3)

Andrew E. Budson M. D. ‘de bu adımlara benzer adımlar yazdı. Diğerlerinden farklı olanlarına baktığımızda;

1. Kişinin ismi ile sizin için anlamı olan bir şeyi birleştirin. Mesela, Ayşe kardeşinizin ismi olabilir.

2. Kardeşiniz, kurduğunuz bağlantı, ve karşınızdaki kişi ile arasında zihinsel bir imaj kurun. Kardeşiniz Ayşe’nin gözlüklerini kişinin yüzüne yerleştirebilirsiniz.

3. Kişide ismi hatırlatacak bir şey – takı, obje, yüzü, saçı gibi- bulun. Kardeşinizle karşınızdaki kişinin saçları aynı renk olabilir.

4.İsmi konuşmada veya sonra tekrarlayın yöntemlerini anlattı. (4)

*Bilgiler https://www.psychologytoday.com/us/blog/managing-your-memory/201807/how-remember-names sitesinden alınmıştır.

Genel olarak bakarsam;

İsim hatırlamak ilişkileri güçlendiren bir şey. İnsanlar isimlerini duyarak konuştuklarında daha samimi ve cana yakın olabiliyor. İnsanlara isimleriyle hitap etmek onları önemsediğinizi gösteriyor. Eğer yakın bir zamanda yeni girdiğiniz bir ortam olursa ellerini sıkıp isimlerini kullanarak yanlarından ayrılın. Bu onlara hem onları önemsediğinizi hem de konuşmanızdan zevk aldığınızı gösterecektir. İnsanların diğer hayvanlardan farkı, sosyal varlıklar olması. Diğer insanlarla olan iletişimimiz hayatlarımızı ilerletiyor. Bundan dolayı, isim hatırlamanın ileri zamanlarda da katkısı olduğuna inanıyorum.

(1) Remember people’s names once and for all — by using this technique from memory champs. İdeas.ted (blog), 16 Ocak, 2019. Erişim 24 Temmuz, 2019. https://ideas.ted.com/remember-peoples-names-once-and-for-all-by-using-this-technique-from-memory-champs/.

(2) Remember people’s names once and for all — by using this technique from memory champs. İdeas.ted (blog), 16 Ocak, 2019. Erişim 24 Temmuz, 2019. https://ideas.ted.com/remember-peoples-names-once-and-for-all-by-using-this-technique-from-memory-champs/.

(3) Catherine Clifford, 11 memory hacks to remember the names of everyone you meet

, son güncelleme 6 Ekim, 2016, https://www.cnbc.com/2016/09/21/11-memory-hacks-to-remember-the-names-of-everyone-you-meet.html

(4) Andrew E. Budson M.D., How To Remember Names, son güncelleme 28 Temmuz, 2018, https://www.psychologytoday.com/us/blog/managing-your-memory/201807/how-remember-names

Beyin Nasıl Kokluyor?

Koku almak, kişinin bulunduğu durum ve deneyimlerine bağlı bir şey. (1)

CSHL, Cold Spring Harbor Laboratory, sinirbilimcileri Florin Albeanu, Alexei Koulakov ve meslektaşları Honggoo Chae, Daniel Kepple, CSHL’den Walter Bast ve Harvard Üniversitesi’nden Venkatesh Murthy önceden bulunmuş koku sınıflandırma modellerini test ediyor ve uyuşmazlıkları keşfediyorlar. Albeanu sonuçlar hakkında “Koku hakkında düşününce, beynin ne aradığını gerçekten bilmiyor, ve eğer varsa fiziksel veya kimyasal özellikleri hakkında bilgiye sahip değiliz.” diyor. (2)Yapılan araştırmaya genel anlamda bakarsak, nöronlar kokuları duymamızda koku moleküllerinden daha fazla bağlantılı. (3)

Bu ne anlama geliyor?

Genel olarak, bilim insanları, koku parçacıklarının ilk olarak burun boşluğundan girdiğini, duyu dokusundaki koku alıcı reseptör nöronları tarafından ifade edilen koku alıcı reseptörlerin kendilerine bağlandığını biliyor. Memelilerin ön beyninde bulunan koku giderici ampul, alıcılardan gönderilen bilgileri işliyor. Daha sonra, ampul bu bilgiyi serebral korteks dahil olmak üzere daha yüksek işlem yapan beyin alanlarına gönderiyor. Burada, koku çıkışı mesajları bir geri bildirim döngüsü içinde ampule geri gönderilmeden önce ayrıca analiz ediliyor ve beyinde yayınlanıyor. (4)

Bu araştırma ile ise başka sonuçlar bulundu. Bulunan sonuçlara göre, zengin geri bildirim koku sistemini görsel sistemden biraz farklı kılıyor. Koku alma deneyimi öznel, koku algısı aslında içeriğe ve bireyin önceki deneyimlerine dayanıyor. (5)

Bir başka nokta ise, korteksin erken işleme seviyelerine yönelik kapsamlı bir geri bildirim var ve gelen uyaranların doğası hakkında öngörülerde bulunabilecek ve neye dikkat edersek onu değiştirebiliyor. Bundan dolayı koku alma sistemimiz yeni ve ilgimizi çeken kokuları izole etmek için gürültü ya da kendi nefes kokunuz gibi arka plandaki kokuları bu şekilde çıkarabiliyor. (6)

Bu araştırma neden önemli?

Koulakov araştırmanın sonuçlarının “beklenmedik” olduğunu belirtiyor. Albeanu ve Koulakov koku girişi ve ileri işlemden geçirilmiş ampul çıkışlarının koku seviyesinin farklı yönleriyle ilgilenmesinin muhtemel olduğunu söylüyor. (7)

Araştırmanın sonuçları ve ekibin yorumlarına bakılırsa, bilim dünyasında yeni bir yol açtıkları gözüküyor.

(1)Neuroscience News ,Quantifying how the brain smells, son güncelleme 22 Temmuz, 2019, https://neurosciencenews.com/quantifying-olfaction-14544/

(2)Neuroscience News ,Quantifying how the brain smells, son güncelleme 22 Temmuz, 2019, https://neurosciencenews.com/quantifying-olfaction-14544/

(3)Charlotte Hu, There’s more to smell than meets the nose, son güncelleme 22 Temmuz, 2019, https://www.cshl.edu/theres-more-to-smell-than-meets-the-nose/

(4)Neuroscience News ,Quantifying how the brain smells, son güncelleme 22 Temmuz, 2019, https://neurosciencenews.com/quantifying-olfaction-14544/

(5)Neuroscience News ,Quantifying how the brain smells, son güncelleme 22 Temmuz, 2019, https://neurosciencenews.com/quantifying-olfaction-14544/

(6)Charlotte Hu, There’s more to smell than meets the nose, son güncelleme 22 Temmuz, 2019, https://www.cshl.edu/theres-more-to-smell-than-meets-the-nose/

(7)Neuroscience News ,Quantifying how the brain smells, son güncelleme 22 Temmuz, 2019, https://neurosciencenews.com/quantifying-olfaction-14544/

Merak Nedir?

Merak nedir?

1.Bize yeni şeyler keşfetmemizi sağlayan duygu.

2.Daha somut anlatmak gerekirse, bir konuyu daha ileri görmemizi sağlayan duygu.

3.Tarihe baktığımızda, bugün kullandığımız şeylerin kökü.

4. İnsanları gökyüzüne bakmaktan oraya gidecek araçları yaptıran şey.

Ted konuşmalarına konu bulmak için baktığımda karşıma “Bunu yazabilirim.” dedirten güzel bir konu çıktı. Konu yapılan bir teleskop hakkındaydı. Konuyu araştırırken bunu merak ile birleştirirsem çok güzel bir yazı olur diye düşündüm.

Bu teleskop neydi?

Dev Macellan Teleskobu, şuan yapılmakta olan dünyanın dünyanın en büyük teleskobu. 2025 yılında yapımı bitecek. NASA’nın yapmış olduğu Hubble Teleskobu’ndan 10 kat daha net görüntüler verecek. (1) Örnek vermek gerekirse, Philadelphia’da bir insan bozuk para tuttuğunda New York’da bu teleskopla paranın kabartmasını, meşalesini, görebilecekler. (2)

Bu görüntü nasıl sağlanacak?

“Bundan 6 yıl sonra kullanıma sunulduğunda dünya üzerinde yer alan en geniş rasathaneye dönüşmesi beklenen GMT, her biri yaklaşık 8.2 metreden oluşan 6 adet yekpare aynadan oluşuyor. Baştan sona yaklaşık 25 metre olan teleskop, 368 metre karelik bir alanı kaplayacak.” (3) Teleskop Şili’de Vallenar, Atacama çölünde olacak. Şuan bir aynası yapılmış ve diğer 4 ayna ise farklı aşamalarda olmak üzere yapılıyor. Aynalar çiçek şeklinde yerleştirilecek. Arizona Üniversitesi Optik Bilimler Fakültesi’nde Asistan Profesör olan Dae Wook Kim, “Evrenin doğduğu zamana ait fotoğraflarını çekmek istiyoruz.” dedi. Bu teleskop ile yıldızların oluşumları ve daha uzakta olan gezegenlerini incelemek istiyorlar. Teleskobun, en temel sayılabilecek, katkılarından biri ise gökbilimcilerin evrenin ebediyetini incelemesini sağlayacak ve temel fizik yasalarımızı test edebilmesi. (4) Evrenin %97’si hala bilinmiyor ve Dev Macellan bu yüzdeyi azaltabilecek icatlardan biri. (5)

Fotoğraf GMTO’dan alınmıştır.*

Bu konu neden önemli?

Demin de yazdığım gibi merak yeni şeyleri keşfetmemizi sağlayan duygu ve Dev Macellan Teleskobu bu duyguyu yansıtan bir gelişme. Bütün detayları yanı sıra, Kim’in “Evrenin doğduğu zamana ait fotoğraflarını çekmek istiyoruz.” (6) sözü çok etkileyici.

Merak neden önemli?

Merakın duygusal, fiziksel, sosyal hatta sağlıksal faydaları var. Bunları anlatmak gerekirse;

1. Hayatta kalmamıza yardımcı olur. Yenilikçilik arayışı ve yenilik,farkında olmamıza ve sürekli değişen çevremiz hakkında bilgi edinmemize yardımcı oluyor. Bu nedenle beyinlerimiz yeni şeylerle karşılaştığımızda dopamin ve diğer iyi hissettiren kimyasalları serbest bırakmak için gelişmiş olabilir.

2. Meraklı insanlar daha mutlu. Araştırmalar, merak seviyelerinin daha yüksek pozitif duygu düzeyleri, daha düşük kaygı düzeyi, yaşamdan daha fazla memnuniyet ve daha fazla psikolojik sağlık ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Tabii ki, en azından kısmen, daha mutlu olan insanlar daha çok meraklı olma eğiliminde olabilirler, ancak yenilik bizi iyi hissettirdiği için , diğer tarafa da gitmesi muhtemel görünüyor.

3. Başarıyı arttırır. Araştırmalar, merakın okulda daha fazla keyif ve katılım ve daha yüksek akademik başarı ile işyerinde daha fazla öğrenme, katılım ve performans sağladığını ortaya koyuyor. Sağduyu gibi gözükebilir, ancak ne yaptığımıza daha çok merak ve ilgi duyduğumuzda dahil olmak, çaba göstermek ve iyi yapmak daha kolay.

4. Empatimizi genişletebilir. Başkalarını merak ettiğimiz ve her zamanki sosyal çevremizin dışındaki insanlarla konuştuğumuzda, yaşamları, deneyimleri ve dünya görüşlerini kendimizinkinden daha iyi anlayabiliyoruz. Bir dahaki sefere yabancı biriyle, özellikle de size benzemeyen biriyle onlarla kişisel bir düzeyde iletişime girmeyi ve ne söyleyecekleriyle ilgilendiğinizi göstermeyi deneyin.

5. İlişkileri güçlendirmeye yardımcı olur. Bir araştırma yabancılardan kişisel soruları sormalarını ve cevaplamalarını istedi, süreç bilimcileri “karşılıklı kendini açıklama” diyorlardı. İletişimde gerçek merak gösterdiklerinde insanların daha sıcak ve daha çekici olarak değerlendirildiğini buldular (olumlu ve olumsuz duygu seviyeleri eşin çekicilik ve yakınlık duygularını etkilememiştir). Bu, birine karşı merak göstermenin onlarla yakınlığınızı geliştirmenin harika bir yolu olduğu anlamına geliyor.

6. Merak, sağlık hizmetlerini iyileştirir. Araştırmalar, doktorların hastalarının bakış açılarını gerçekten merak ettikleri zaman, hem doktorların hem de hastaların daha az öfke ve hayal kırıklığı yaşadıklarını ve daha iyi kararlar aldıklarını ve sonuçta tedavinin etkinliğini artırdığını gösteriyor. (7)

Yazıyı toplamam gerekirse;

Merak her alanda çok önemli bir duygu. Merak insanları bir şeyi yapmaya daha istekli ve genel anlamda da açık fikirli yapıyor. Dev Macellan Teleskobu bütün özellikleri, öncelikle evrenin oluştuğu zamanı gösterebilme, ile uzay biliminde 50 yıl yeni buluşlar için yol açacak. (8) Şahsi anlamda konuşursam, ben bir ağabeyle büyüdüm ve Süperman en sevdiğim süper kahraman. En sevdiğim kurgu filmleri için uzay çok güzel bir tema ve “Geleceğe Dönüş” gibi filmlerin de şuanki teknolojiyi nasıl gösterdiğini düşünürsek uzay temalı filmlerin bilim insanlarını bir şekilde etkilediğini düşünüyorum.

(1) Muhsin Bayram, Dev Macellan Teleskobu: Bilmeniz Gerekenler, son güncelleme 9 Kasım, 2017, https://www.technopat.net/2017/11/09/dev-macellan-teleskobu-uzayi-10-kat-daha-net-goruntuleyecek/

(2) Building Giant Magellan, the world’s largest telescope, son güncelleme 18 Temmuz, 2019, https://www.cbsnews.com/news/giant-magellan-telescope-building-the-worlds-largest-telescope/

(3) Muhsin Bayram, Dev Macellan Teleskobu: Bilmeniz Gerekenler, son güncelleme 9 Kasım, 2017, https://www.technopat.net/2017/11/09/dev-macellan-teleskobu-uzayi-10-kat-daha-net-goruntuleyecek/

(4) Jay Bennett, The Deep Space Eye in the Desert, son güncelleme 14 Şubat, 2018, https://www.popularmechanics.com/space/telescopes/a13978782/giant-magellan-telescope-chile-atacama/

(5)Building Giant Magellan, the world’s largest telescope, son güncelleme 18 Temmuz, 2019, https://www.cbsnews.com/news/giant-magellan-telescope-building-the-worlds-largest-telescope/

(6)Jay Bennett, The Deep Space Eye in the Desert, son güncelleme 14 Şubat, 2018, https://www.popularmechanics.com/space/telescopes/a13978782/giant-magellan-telescope-chile-atacama/

(7)Emily Campbell, Six Surprising Benefits of Curiosity, son güncelleme 24 Eylül, 2015, https://greatergood.berkeley.edu/article/item/six_surprising_benefits_of_curiosity

(8)Muhsin Bayram, Dev Macellan Teleskobu: Bilmeniz Gerekenler, son güncelleme 9 Kasım, 2017, https://www.technopat.net/2017/11/09/dev-macellan-teleskobu-uzayi-10-kat-daha-net-goruntuleyecek/

Posterior Parietal Kortex ve Yeni Fonksiyonu

Doktor David Freedman ve Yang Zhou Chicago Üniversitesi’nde beyinle alakalı yeni bir araştırma yaptılar. Araştırma sonunda beyinde bulunan Posterior Parietal Kortex (PCC) hakkında yeni bir bulgu paylaşıldı.

Posterior Parietal Kortex (PCC) nedir?

Posterior Parietal Kortex beynimizde mekansal farkındalık sağlayan ve hareketlerimizi planlayan kısım.

Yeni bulgu nedir?

Dr. David Freedman ve Doktor – Pos doktora araştırmacısı Yang Zhou’nun yaptığı araştırmaya göre Posterior Parietal Kortex görsel olarak karar vermemizde de yardımcı oluyor. Freedman ve Zhou maymunlar ile yaptıkları bir deney sonucu bu bulguya ulaşıyor.

Maymunlarla nasıl bir deney yapıldı?

Maymunlar basit bir bilgisayar oyunu oynamak için eğitiliyorlar. Oyunda farklı görüntüler ve varılması beklenen yerler var. Freedman ve Zhou maymunların bu görüntülere bakarken gözleri ile nasıl takip ettiklerine bakıyor. Daha detaylı anlatmak gerekirse; yukarı ve sola hareket eden noktalardan oluşan bir desen gösteriliyorsa, gözlerini yeşil noktaya ve noktalar ters yöne doğru hareket ediyorsa da gözlerini kırmızı noktaya kaydırmaları gerekiyor.

Posterior Parietal Kortex’de bulunan Lateral Intraparietal Alan (LIP) karar vermelerinde yardımcı oluyor. Maymunlara sonra Lateral Intraparietal Alan‘ın aktivitesini durduran bir ilaç veriliyor ve aynı oyunu tekrar oynatıyorlar. Bu noktada mekansal farkındalık ve bilinen diğer görevleri dışında maymunların karar da veremedikleri görülüyor.

Deney ne anlatıyor?

2016 yılında Lateral Intraparietal Alan hakkında bir deney daha yapılıyor. Fakat, sadece yön ile alakalı anlama fonksiyonları hakkında bulgulara odaklanılıyor. Freedman ve Zhou bunlara ek olarak karar verme fonksiyonlarını da buluyor.

Bu araştırma nöroloji alanında nasıl yenilikler getirebilir?

Freedman yeni araştırmanın sinirbilimcilere karar verme mekanizmaları, görsel gruplandırma ve benzeri alanlarda ilerlemek için fırsat olduğunu söylüyor. Bunu detaylı bir şekilde anlamak beyinden kaynaklanan hastalık ve rahatsızlıkları tedavi etmek için çok önemli olucak. Sonuçlar, ekibi sinirsel dolaşımın bililşsel fonksiyonlarını daha motive araştırmasını sağlayacak.

Neuroscience News , Area of brain associated with spatial awareness and planning actions also plays crucial role in decision making, son güncelleme 11Temmuz, 2019, https://neurosciencenews.com/decision-making-spatial-awareness-14464/

Çevre Yasası için Mezuniyet Mirası

Merriam Webster’da dünyanın tanımı ;

-Yerkürede* insan varlığının durumu

-insanları ve üzerindeki her şeyi içeren Yerküre

-Yerkürenin sakinleri: insan ırkı.

Bu tanıma baktığımızda, insanların dünyadaki varlığını, önemini, görüyoruz. (1) Başka bir tanım daha ekleyecek olursak, bu “ Yerkürenin insanlı hali” olabilir. Yerküre var ama dünya bizimle oluşuyor. “Dünyayı nasıl daha iyi yapabiliriz?” sorusu da odaklanılması gereken önemli sorulardan birisi. Filipinler’de devlet tarafından mezun olacak öğrenciler için yeni bir şart çıktı. Çevre Yasası için Mezuniyet Mirası’na göre mezun olmak isteyen öğrenciler 30 ağaç dikmek zorundalar. (2)

Daha detaylı anlatmak gerekilirse;

Sanayi ve tarım arazilerinin yayılmasıyla Filipinler’de ormansızlaşma artmaya başladı. Tarihe baktığımızda, 1934’den 1988’e kadar 24.2 milyon dönüm kayıp yaşandı. Ormansızlaşmanın önüne geçmek için yeni yasa senatoya gönderildi. (3)

Yasa ile ne amaçlanıyor?

Gary Alejano bir neslin toplam 525 milyar ağaç dikeceğini öngördüklerini söyledi. Yapılan açıklamaya göre, her yıl anaokulundan 12 milyon, liseden 5 milyon ve üniversiteden 500.000 öğrenci mezun oluyor. Bu hesaba göre, her yıl toplam 175 milyon yeni ağaç dikilecek. (4)

* Görseldeki bilgiler Forbes kaynağından alınmıştır.

Yasa nasıl hayata geçecek?

Hükümet fide üretimi, saha tespiti, izleme, değerlendirme ve teknik destek verecek. Dikilecek ağaçlar, bölgelerin topografyasına ve iklim yapılarına göre belirlenecek. Ağaçların dikileceği alanlar; ormanlar, Mangrov ormanları ve sit alanları, askeri ve sivil araziler, kentsel alanlar, aktif olmayan veya terk edilmiş maden sahaları ve diğer uygun alanlar olacak. (5)

Bu yasa neden önemli?

Bu yasa, hem açıklanan rakamlar hem de öngörülen etkiler açısından gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabileceğimizi gösteriyor. Bizim büyükler olarak görevimiz, onlara güzel bir dünya bırakmak. Tekrar yukarıdaki dünya tanımını düşündüğümüzde, insanın varlığını koruması için yeryüzünü de koruması gerekiyor.

*Yerküre: yeryüzü, toprak (Earth kelimesinin türkçe karşılığı)

(1) Peter Stefanyi, Who do we want to “Save” here?, son güncelleme Ekim 2018, https://www.theworldgame.org/en/who-do-we-want-to-save

(2) Ece Burgaz, Filipinler’de Mezun Olmak İsteyen Her Öğrenciye 10 Ağaç Dikme Şartı, son güncelleme 14 Haziran, 2019, https://bigumigu.com/haber/filipinler-de-mezun-olmak-isteyen-her-ogrenciye-10-agac-dikme-sarti/

(3) Trevor Nace, New Filipino Law Requires Every Student To Plant 10 Trees If They Want To Graduate, son güncelleme 29 Mayıs, 2019, https://www.forbes.com/sites/trevornace/2019/05/29/new-filipino-law-requires-every-student-to-plant-10-trees-if-they-want-to-graduate/#3401398e5aeb

(4)Trevor Nace, New Filipino Law Requires Every Student To Plant 10 Trees If They Want To Graduate, son güncelleme 29 Mayıs, 2019, https://www.forbes.com/sites/trevornace/2019/05/29/new-filipino-law-requires-every-student-to-plant-10-trees-if-they-want-to-graduate/#3401398e5aeb

(5)Ece Burgaz, Filipinler’de Mezun Olmak İsteyen Her Öğrenciye 10 Ağaç Dikme Şartı, son güncelleme 14 Haziran, 2019, https://bigumigu.com/haber/filipinler-de-mezun-olmak-isteyen-her-ogrenciye-10-agac-dikme-sarti/

NEAT1

Sizden, belki de, yıllar yıllar öncesine gidip biyoloji dersinizde RNA ve DNA’yı , nükleik asitler, öğrendiğiniz zamanlara gitmenizi istiyorum. Bu nükleik asitler genellikle renkli kalemlerle çizilerek ya da 3 boyutlu renkli modellerle anlatılırdı. Genetik biliminin en önemli parçalarından biriydiler.

Birmingham’da Alabama Üniversitesinde Doktor Farah Lubin ve ekibinin yaptıkları bir araştırma bilim dünyası ile paylaşıldı. Araştırma NEAT1 adında olan bir RNA hakkındaydı. Araştırmanın sonuçlarına göre NEAT1 hipokampusta bulunuyor ve beynin öğrenme ve hatırlama fonksiyonlarını etkiliyor.

Araştırmayı daha detaylı anlatırsam;

Yapılan araştırmaya göre, NEAT1 hafıza yapılandırmada düzenleyici bir etkiye sahip. NEAT1 öğrenmeyi ve hatırlamayı engelliyor. Daha kolay bir şekilde, NEAT1’ını giden arabanın freni olarak anlatabilirim. Araba çalışsa bile ilerlemesini engelliyor.

Bunun nedeni nedir?

NEAT1 c-FOS denilen gen ile çalışıyor. Bu gende hafızanın oluşmasını sağlıyor. NEAT1 kodlanmayan bir RNA olmasına rağmen genin çalışmasını etkileyebiliyor.

Bu sonuçlara nasıl varılmış?

siRNA tekniği kullanarak yaşlı farelerde bu RNA’yı kapatmayı başarmışlar ve öğrenme ve hatırlamada ilerleme görmüşler.

Bundan sonraki adım nedir?

CRISPR/dCas9 tekniğinin kullanarak NEAT1 ağırlığını arttırdıkları öğrenme ve hatırlama yeteneklerinde azalttıkları daha genç farelerde tersi yönde ilerleme sağlamak.

Çalışmanın önemi nedir?

1.Bu çalışmaya kadar kodlanmayan RNAlar hakkında farklı bir görüş vardı. Çalışmayla beraber diğer kodlanmayan RNAların etkilerinin de bulabilineceği bir yol açıldı.

2.Sonraki çalışmalar NEAT1’ı tamamen kapatmak için CRISPR/dCas9 tekniğine odaklanmalı. Bu şekilde Alzheimer gibi hafıza kaybı yaşanan hastalıklar üzerinde çalışabilirler.

Yazıyı toplamam gerekirse;

NEAT1 kodlanmayan RNA’lar hakkında yeni bir algı yarattı. Bu çalışma ile sağlık alanında diğer kodlanmayan RNA’lar hakkında araştırmalar yapılırsa gelişme sağlanabilir. Son olarak da, Alzheimer gibi ciddi hafıza ilgili hastalıklara yeni bir önleyici oluşturabilinir.

Neuroscience News , A NEAT discovery about memory, son güncelleme 2 Temmuz, 2019, https://neurosciencenews.com/memory-noncoding-rna-14404/

‭Koçluk Nedir?‬ ‭İyi Bir Dinleyici Olmak‬

En son yaptığınız konuşmayı düşündüğünüzde ne kadar dinleyen ve konuşan taraftanız? Karşınızdaki kişi(ler) konuşma sonunda nasıl yüz ifadeleri ile yanınızdan ayrıldı?

Mevlana “Söz söylemek için önce duymak, dinlemek gerek, sen de söze dinlemek yolundan gir.” der. Yazar olan Celeste Headlee de, konuşmanın karşılıklı bir top yakalama oyunu olduğunu söylüyor. Eşit sayıda atma ve yakalama olmalı. Dinlemek verdiğim örneklere de bakılırsa, iletişimin en önemli etkenlerinden biri ve kötü bir dinleyici kötü bir konuşmacı oluyor.(1)

Dinlemek neden önemli?

Dinlemek karşı tarafı anlamayı ve karşı tarafın önemsediği şeyleri öğrenmeyi sağlar. Tartışmalara daha hızlı çözümler sunar ve en önemlisi kuvvetli ilişkiler kurmanızı sağlar. Dinlemenin ciddi ortamlarda katkısı ise, daha az hata ve zaman kaybı olur. (2) Tarihe baktığımız zaman iyi liderlerin ortak özelliklerinden biri iyi dinleyici olduğunu görüyoruz. Yoksa halkın onları benimsemeleri o kadar kolay olmayabilirdi. Dinlemek anlamayı ve anlama da güzel cevapları getiriyor. Don Miguel “Dört Anlaşma” kitabında düşüncelerimizin ifadesi olan sözü büyü olarak tanımlıyor. (3) İnsanlar duyulmak ve anlaşılmak istiyor.(4) İnsanlar sosyal hayvanlardır söylemi oldukça doğru.

Bir koç için dinlemek neden önemli?

İyi bir çözüm odaklı koç güzel sorular sorandır. Karşısındaki ile uyum içinde olan ve onu odak noktası yapandır. Akış içinde sezgisel olarak bir sonraki soruyu bulabilendir. (5) Karşısındaki kişinin ihtiyaçlarını onunla beraber anlayıp, tam da o ihtiyaca yönelik soruları sorandır. Kısa anlatmak gerekirse; koç iyi dinlemeyle koçluk alanla uyumu kurandır. Marilyn Atkinson yazısında iyi bir koç için orkestra yöneten bir şef gibi kemanlar ve pes sesleri aynı anda duyabilmeli diyor. Bu örnek bir görüşmede koçluk alanın söyledikleriyle beraber söylemedikleri, değerleri, inançları ve vurgularını duyma anlamına geliyor. (6)

Nasıl daha iyi dinleyebiliriz?

Günlük hayatta daha iyi dinlemek için karşımızdaki kişinin söylediklerini büyük bir ilgi ile dinlediğimizi belli edebiliriz. Bunun için karşı tarafa odaklanıp fiziksel anlamda da ona doğru dönmeliyiz. Vücut dili iletişimde ilişkiyi kuvvetlendiren bir şey. Konuşurken birisi siz yerine başka bir yere bakıyor veya dönük duruyorsa dinlenmediğinizi anlar ve rahatsız olursunuz. Bir başka önemli şey ise, karşı tarafın cümlelerini tamamlamasına izin vermektir. Birisinin sözünü kesmek, “Ben sana saygı duymuyorum.”, “Benim söyleyeceklerim seninkilerden daha önemli” ve benzeri anlamlara gelir. Bir başka yapabileceğiniz şey de, kendinizi karşınızdakinin yerine koymak. (7) Fakat burada çok önemli bir nokta var. Empati yapmak onun yaşadığını yaşadığınız anlamına gelmiyor. His, kişisel yaşanan ve deneyimlerimizi etkileyen bir şey. Bundan dolayı, o hissin kişideki anlamını bilmeden konuşayamayız. Yapılacak en güzel şey, “Bunu yaşamak sana ne hissettirdi?” ve “Senin için bu hissin anlamı nedir?” sorularını sormak olabilir. İnsanlar dinlenmek için konuşurlar ve karşınızdaki bu soruları sorduğunuzu duyarsa önemsendiğini hissedecektir. Dinlerken en önemli şey deminde yazdığım gibi karşınızdaki kişiye tam olarak odaklanmaktır. (8) Konuşma enerji ister. Eğer o an konuşmaya odaklanamayacak haldeyseniz, dürüst bir şekilde o an dinleyecek halde olmadığınızı ve başka bir zamanda daha dinleyebilecek halde olduğunuzu belirtebilirsiniz. (9)

Karşıdaki sizin gibi konuşmaya odaklanmıyorsa?

Eğer karşınızdaki sizin gibi odaklı değilse, ilgisini çekebilecek bir konu açabilirsiniz. Fakat konuşma çoktan bitmiş ve kişi vücut dilini de kapatmışsa, yapmanız gereken şey konuşmayı bitirmek. Konuşmak top atma ve yakalama oyunu. Sadece siz topu atamazsınız. (10)

Konuyu nasıl toparlarım?

Dinlemek, iletişimin en önemli yetkinliklerinden biri. İyi bir dinleyici iyi bir konuşmacı anlamına da gelir. İnsanlar anlaşılmak ve paylaşmak için konuşurlar. (11) İyi bir koç aynı zamanda çok da iyi bir dinleyici olmalıdır. Şahsi olarak, koçluk eğitimine başladığımdan beri insanlarla daha güzel bir iletişim içinde olduğumu söyleyebilirim. İnsanlar dinlenmek istiyor ve dinlendiğini anladıkça size daha da fazla önem veriyorlar. Biz sevgi varlıklarıyız. Anlaşılmak ve anlaşıldığımızı hissetmek, bizi motive eden etkenler. İnsanları yakınlığınıza göre ayırmanızda bunlar önemli rollere sahip. Ayrıca dinlemek sadece başkalarını değil, kendiniz için de çok faydalı bir şey. Kendinizi tanımak için kendinizi dinlemeli ve içinizdeki sizle bağınızı kuvvetlendirmelisiniz.

(1) How a great conversation is like a game of catch. İdeas.ted (blog), 19 Temmuz, 2016. Erişim 28 Haziran, 2019. https://ideas.ted.com/how-to-hear-the-world-through-your-chest/.

(2) Dianne Schilling, 10 Steps To Effective Listening, son güncelleme 9 Kasım, 2012, https://www.forbes.com/sites/womensmedia/2012/11/09/10-steps-to-effective-listening/#904c79b38918

(3) Ruiz, Miguel, Dört Anlaşma: Toltek Bilgelik Kitabı. İstanbul: Kuıraldışı Yayıncılık, 2017.

(4) How a great conversation is like a game of catch. İdeas.ted (blog), 19 Temmuz, 2016. Erişim 28 Haziran, 2019. https://ideas.ted.com/how-to-hear-the-world-through-your-chest/.

(5) Marilyn Atkinson, Listening Skills of a Master Coach, son güncelleme 29 Mart, 2018. Erişim 28 Haziran, 2019. https://ideas.ted.com/how-to-hear-the-world-through-your-chest/.

(6) Marilyn Atkinson, Listening Skills of a Master Coach, son güncelleme 29 Mart, 2018. Erişim 28 Haziran, 2019. https://ideas.ted.com/how-to-hear-the-world-through-your-chest/.

(7) Dianne Schilling, 10 Steps To Effective Listening, son güncelleme 9 Kasım, 2012, https://www.forbes.com/sites/womensmedia/2012/11/09/10-steps-to-effective-listening/#904c79b38918

(8) Dianne Schilling, 10 Steps To Effective Listening, son güncelleme 9 Kasım, 2012, https://www.forbes.com/sites/womensmedia/2012/11/09/10-steps-to-effective-listening/#904c79b38918

(9) How a great conversation is like a game of catch. İdeas.ted (blog), 19 Temmuz, 2016. Erişim 28 Haziran, 2019. https://ideas.ted.com/how-to-hear-the-world-through-your-chest/.

(10) How a great conversation is like a game of catch. İdeas.ted (blog), 19 Temmuz, 2016. Erişim 28 Haziran, 2019. https://ideas.ted.com/how-to-hear-the-world-through-your-chest/.

(11) How a great conversation is like a game of catch. İdeas.ted (blog), 19 Temmuz, 2016. Erişim 28 Haziran, 2019. https://ideas.ted.com/how-to-hear-the-world-through-your-chest/.

Anısal Hafıza

Arabanızı park ettiğiniz yeri nasıl hatırlarsınız?

Neil Burgess bu sorunun cevabını anısal hafızanızı kullanarak hatırlarsınız olarak veriyor. (1)

Anısal hafıza nedir?

Geçmişte deneyimlediğiniz şeyleri tekrar deneyimlemenizi sağlayan hafıza türü. Beynimiz bunu deneyimleri kaydeden merkezi hipokampusten bilgileri alarak gelecek zamanlarda deneyimleri tekrar yaşamamızı sağlar. (2)

Bunu nasıl yapar?

Bu soruyu cevaplarken 2014 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’ne layık görülmüş John O’Keefe, May-Britt Moser ve Edvard I. Moser‘ın yaptıkları içsel konumlandırma çalışmalarından bahsederek cevap vereceğim.1971’den başlayarak O’Keefe yer hücrelerini buldu ve 2005 yılında May-Britt Moser ve Edvard I. Moser şebeke hücrelerini bularak araştırmaya katkı sağladılar. Heyet te buna bağlı kalarak ödülün %50’sini O’Keefe’e ve diğer paydayı da, %50, %25 – %25 bölerek May-Britt ve Edvard I. Moser’e layık gördü. (3)

Araştırmanın sonuçları nelerdi?

1971 yılında O’Keefe sıçanlar üzerinde yaptığı çalışmada gezindikleri odanın her bir yerinde beyinlerinde ayrı sinir hücresinin etkinleştiğini gözlemledi. Yer hücresi denilen bu hücreler birleşince odanın haritasını çıkardılar. 2005 yılında da May- Britt Moser ve Edvard I. Moser şebeke hücrelerini keşfederek çalışmaya katkıda bulundular. (4)

Yer duygusu ve yön bulma becerisi nedir?

“Yer duygumuz ve yön bulma becerimiz beynimizin en temel işlevleri arasında. Yer duygusu, vücudumuzun bulunduğumuz ortam içindeki konumuna yönelik bir algı sağlar. Bu duygu, yön bulma sırasında bir uzaklık ve yön duygusuyla bağlantılı olarak işler. Bu uzaklık ve yön duygusu ise hareketi ve önceki konumların bilgisini temel alır. Çevremizi tanıyıp hatırlayarak yolumuzu bulmamız bu mekânsal işlevler sayesinde mümkün olur.” (5) Kendi kelimelerimle açıklayacak olursam, yer ve şebeke hücreleri bulunduğumuz mekanı kaydederek gelecek zamanlarda hatırlamamızı sağlar.

Yer duygusu ve yön bulma becerisi nasıl hücreler ile oluşuyor?

Yazının devamına göre “Bu hücreler, entorinal kortekste bulunan ve başın yönü ile odanın sınırlarını tanımayı sağlayan başka hücrelerle birlikte çalışarak hipokampustaki yer hücreleriyle sinirsel devreler kuruyor. İşte bu devre sistemi beynimizde kapsamlı bir konumlandırma sistemi oluşturuyor” (6)

Konuyu toparlamak gerekirse;

Anısal hafıza yer duygusu ve yön bulma becerisi için oldukça önemli. Yer ve şebeke hücrelerinin içsel konumlandırma sistemimize katkıları birçok diğer çalışmalar ile de kanıtlanmış. Bunlardan önemli bir tanesi Brenda Milner’ın hastası Henry Gustav Molaison‘ın, literatürde H.M olarak bilinir, 27 yaşında hipokampusunun alınmasından sonra yaşadığı hafıza kaybı oldu. Hasta 1966 yılında 40. yaş gününde kendi fotoğrafını gördüğünde kendisini tanıyamadı. Kendisini hala 27 yaşında sanıyordu. Bu ve diğer acı eşiğinde değişim gibi diğer sonuçlarla da beraber, H.M sinirbilimine çağ atlatacak bulgulardan birini sundu. (7) Brenda Milner ve diğer bilim insanları yaptığı çalışmalarla beraber anısal hafıza ve hipokampus arasındaki bağı gösterdi.

(1)“ Short term Memory Neil Burgess”, YouTube Video, 10:54, “ Serious Science” , 25 Mayıs, 2018, https://youtu.be/UFE7vyqoiGU

(2)“ Short term Memory Neil Burgess”, YouTube Video, 10:54, “ Serious Science” , 25 Mayıs, 2018, https://youtu.be/UFE7vyqoiGU

(3) İlay Çelik, Yolumuzu Bulmamızı Sağlayan Sistemin Keşfi Nobel Kazandırdı

, son güncelleme 10 Aralık, 2014, http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/yolumuzu-bulmamizi-saglayan-sistemin-kesfi-nobel-kazandirdi

(4) İlay Çelik, Yolumuzu Bulmamızı Sağlayan Sistemin Keşfi Nobel Kazandırdı

, son güncelleme 10 Aralık, 2014, http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/yolumuzu-bulmamizi-saglayan-sistemin-kesfi-nobel-kazandirdi

(5) İlay Çelik, Yolumuzu Bulmamızı Sağlayan Sistemin Keşfi Nobel Kazandırdı

, son güncelleme 10 Aralık, 2014, http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/yolumuzu-bulmamizi-saglayan-sistemin-kesfi-nobel-kazandirdi

(6) İlay Çelik, Yolumuzu Bulmamızı Sağlayan Sistemin Keşfi Nobel Kazandırdı

, son güncelleme 10 Aralık, 2014, http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/yolumuzu-bulmamizi-saglayan-sistemin-kesfi-nobel-kazandirdi

(7) Necib Mahmuz, Sinirbilim Tarihini Değiştiren Hasta: H.M.

, son güncelleme 19 Haziran, 2019, http://noroblog.net/2019/06/19/sinirbilim-tarihini-degistiren-hasta-h-m/